Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu

Hogwarts RPG
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 #Melanie Brown#

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Melanie Whisper
Hogwarts Baş Şifacısı
Melanie Whisper


RPG Puanı :
#Melanie Brown# Left_bar_bleue78 / 10078 / 100#Melanie Brown# Right_bar_bleue

Kadın
Mesaj Sayısı : 614
Savaş Tarafın : Purple Side? xD Dark Side..
Rp Partneri : ~Julian Whisper~
En Belirgin Özellik : Bayan Mantık
Asa : Güllerin Şifası

Çam ağacından yapılma.
Özünde Bitki Karışımı vardır.
22 cm.
Oldukça Esnektir.
Savunma Büyülerinde Başarılıdır.

En iyi büyüsü:
Perception
Ruh Halin : #Melanie Brown# Hnkav0uw3
Kayıt tarihi : 16/07/09

Galleon
Galleon: 310
Patronus: Panter

#Melanie Brown# Empty
MesajKonu: #Melanie Brown#   #Melanie Brown# Icon_minitimeCuma Tem. 31, 2009 3:28 am

Aimée bu karanlıkta yağan yağmurun altında bu ormanda turlamaya bayılıyordu. Burası onun mutlu yeri gibi bir yerdi. Rahatlamak istediğinde buraya geliyordu. Bütün o üzücü durumlarda hep buraya gelirdi. Anne ve babasının öldüğü gün de buraya gelmişti . O gün de böyle karanlık ve yağmurluydu. Aimée yalnızlığa alışmıştı. İlk başlarda isyan ediyordu. Hayattan nefret ediyordu. Yalnızlıktan korkuyordu. Ama sonra yalnızlığa alıştı. Çünkü başka çaresi yoktu. Ailesinin ölümü ile daha saldırganlaşmıştı. Bu yüzden kimse onunla olmak istemiyordu. Zamanla yalnızlık onu çok daha sakin yapılı biri haline getirdi. Artık kalabalıktan kaçıyordu. Gürültüden. Sessizlik ona huzur veriyordu. Ve bu yağmur damlaları tenine her değdiğinde onu daha da rahatlatıyordu. Herkesin korktuğu bu orman sanki onun 2. ailesi gibiydi.
Bunları düşünürken yine ormanın derinliklerine dalmıştı. Bir ağacın yanına oturdu ve ağaca yaslanıp gözlerini kapattı. Derin bir nefes alıp düşüncelere daldı. Bu karanlıkta onun gibi birinin bu ormanda olması çok tehlikeli olabilirdi belki.
Ama Aimée zamanla korku duygusunu kaybetmişti. Artık hiçbirşey umrunda değildi. Tek düşündüğü hayatta böyle küçük zevkler ve mutluluklar yaşamaktı. Yağmurun kokusunu içine iyice çekti. Ve birden bir çıtırtı ile ayaklandı. Pelerininin altında sakladığı asasını eline aldı ve geleni beklemeye başladı.Aimée gelen kişiyi önce öremedi. Kim olabilirdi ki bu saatte? Aslında korkusuzdu evet. Ama nedense kalbinin hızlandığını hissetti. Kanındaki adrenalinin arttığını hissediyordu. Hatta bu yağmurda soğuk terler atıyordu.
Ve birden karaltıyı gördü. Ona yaklaşıyordu. Ellerinin titrediğini hissetti. Neden böyle hissediyordu ki? Bu korkusuz Aimée yoksa korkuyor muydu?
Karaltı yaklaştıkça Aimée asasını iyice kaldırıyordu. Ve küçük adımlarla geri gidiyordu.
Karaltı ona yaklaştığında asasını ona doğru tuttuğunu farketti. Ama şimdi de elleri terliyordu. Asayı karaltı yaklaştıkça kaldırmaya devam ederken en sonunda yüzünü görebildi. Ve yüzünü görmesiyle Aimée olduğu yerde kaldı. Şok oluş gibiydi. Kalbinin çarpma sesini duyunca utandı. Çok belli ediyordu kendini.
Ve adam asasını indirip Aimée'ye yaklaştı ve
Merhaba?
dedi. Aimée uzun bir süre konuşamadı. Ve bakakaldı. Ama sonra içinden
Kendine gel Aimée. Şu anda tam bir gerizekalı gibi daranıyorsun. Bir cevap vermen gerekiyor şu anda.
dedi ve adamın gülümsemesine karşılık vermeye çalışarak
Merhaba.
dedi. Sesi titrediği ve gülümsemesi de zorla olduğu belli olduğundan şaşırmıştı. Dikkatini toplayamıyordu. Şimdi ne demesi gerekiyordu?
Hah kendini tanıtması lazımdı. Ama o sırada Aimée şok oldu. Adını unuttu. Endişeyle etrafına bakmaya çalıştı. Neden böyle olmuştu ki şimdi? Gözlerini kapattı ve derin iki nefesin ardından
Ben Aimée.
dedi ve elini uzattı...Aimée adını söylemişti. Ve uzun bir süre onun konuşmasını bekledi. Adam Aimée'nin uzattığı eli eline aldığında Aimée çok heyecanladı. Kalbi artık o kadar güçlü atıyordu ki canını acıtıyordu. Yağan yağmur sanki Aimée'nin tanine değdikçe buharlaşıyordu. Çok sıcak geliyordu Aimée'ye. Adam Aimée nin elini öptüğünde Aimée bayılcak gibi oldu. Ne kadar da kibar ve centilmendi. Adam yavaşça doğrulurken Aimée gözlerini ondan alamıyordu. Yüzündeki o aptal şaşkınlık görüntüsünü silemiyordu. Gecenin bu saatinde Aimée bu yağmurun altında hayatında hiç hissetmediği garip duyguları hissetmeye başlamıştı. Midesi bulanıyordu. Ama heyecandandı bu. Adam Aimée'nin gözlerinin içine bakarken Aimée onun gözleri içinde eriyordu. Ve karnında garip şeylerin uçuştuğunu hissetti.
Bende Lafurus. Tanışmaktan memnun oldum
Ahh bu ses. Aimée bu sesi bir daha duymak için herşeyini feda edebilirdi. Demek adı Lafurus tu.Aimée gülümseyerek Lafurus'un gözlerinde erimeye devam etti. Birbirlerine uzun süre baktılar. Bu gerçekten çok utanç vericiydi. Lafurus'un ona uzun süre bakması Aimée'nin kızarmasına sebep oluyordu.Birinin konuşması gerekiyordu. Aimée bunu farkettiğinde boğazını temizler gibi yaptı. Ve ikisi de hemen gözlerini kaçırdılar. Aimée o gözlere bakmaya doyamıyordu. Ama içindeki bayan mantık ona bu yaptığının saçma olduğunu söylüyordu.Aimée içindeki bayan mantığı susturması gerektiğine karar verdi. Çünkü Lafurus'a karşı birşeyler hissediyordu. Ona karşı çok yoğun duygular besliyordu. Bu aşk olabilir miydi?
Yağmur hızlanmıştı. Aimée bunun tadını çıkarmak istiyordu. Ama artık Lafurus varken düşünemiyordu bile. Ve birden bu soğukta belinde bir sıcaklık hissetti. Bu sıcaklığın aynısını kalbinde de hissediyordu. Kalbinin hızlandığını ve yanaklarının kızardığını hissetti. Heyecanla Lafurus'a bakmaya çalıştı. Ama bunu yapamadı. Ve bir ağacın altında durdular. Lafurus birşeyler yapıyor ve söylüyordu. Ama Aimée bunları takip edemeyecek kadar meşguldü. Onu düşünüyordu. Ona bakamayacak kadar utanmıştı. Sadece elinin sıcaklığını düşünüyordu. Hayatı boyunca hiç bırakmak istemeyeceği o eli . Ve Lafurus konuşmaya başladı.
Yağmuru çok severim fakat fazlası da iyi değil. Oturmak istemez misin?
Aimée bu sesi yine duyduğu için yine heyecanlanmıştı. Düşünemiyordu. Şimdi ne yapması gerektiğini unuttu. Lafurus artık Aimée'nin hayatının anlamı olmuştu. Tek aşkı . Onun için herşeyi yapmaya hazır bir şekilde. Ve sonra ne yapması gerektiğini hatırladı. Oturması gerekiyordu. Gülümseyerek oturdu ve onu izlemeye başladı.
Bu saattlerde burada birisini görmek çok ilginç
Aimée bu soru karşısında afallamıştı. Çünkü nasıl açıklaması gerektiğini bilmiyordu. Ya beni deli sanarsa? Hangi zeki kadın bu saatte bu karanlık ormanda gecenin bu vakti dolaşırdı ki?diye düşündü. Sonra çekinerek anlatmaya başladı.
Ben yalnızlığı seven tiplerdenim.dedi ve gülümseyip devam etti.
Yağmuru ve karanlığı severim. Bu orman benim mutlu yerim gibidir. Burada asla kaybolmam. Aslında ikinci evim bile diyebilirim. Biraz garip gelebilir sana ama ben böyleyim.dedi ve yine gülümsedi.
Peki senin burada ne işin var?Adam önce rahatsız olmuş gibiydi.Ancak sonra boğazını temizler gibi yapıp.
Ben gezginim. Seviyorum buralarda olmayı.
Dedi ve gülümsedi. Aimêe gülümsemesinden çok etkilenmişti.Aynı ben. Diye düşündü. Bu adamdan gittikçe daha da etkileniyordu.Titremeleri hızlandı. Heyecandan titriyordu. Ama adam soğuktan olduğunu düşünüp daha da yaklaşıyordu. Aimêe bundan rahatsız olmamıştı. Hatta o gittikçe adama yaklaştı. Adam tereddütle kolunu Aimêe'nin koluna sarıp
Üşüyor musun?
Diye sordu. Aimêe hayır anlamında başını salladı ve gülümsedi. Ve birden gözlerine bakakaldı. Adam da hafifi kızarıyor gibiydi.
Aimêe...en sana birşeyi açıklamak istiyorum...
Ben sanırım sana aşık oldum. Biliyorum çok erken diyeceksin ama öyle oldu. Sana tutuldum.

Aimêe şok olmuştu. Kendisiyle aynı duyguları paylaştığını öğrenince çok mutlu oldu.
Tabi istemiyorsan anlarım. Merak etme seni asla rahatsız etmem. Hatta...
Konuşmasının tam ortasında Aimêe dudaklarına yapıştı. Onu istiyordu. Sonsuza kadar. Tek istediği O'ydu. Dudaklarından kısa bir süreliğine ayrılıp ona baktı. Gözlerindeki aşkı görebiliyordu. Gülümseyerek onu öpmeye devam etti. Artık hayatta onu neyin beklediğini bilmiyordu. Ama umrunda da değildi. Artık sadece O vardı. Sadece O. Yağmur artık iyice azalmıştı. Ama bu yeni aşıklar bunun farkında bile değillerdi. Ve ikisi de aşkı buldukları için mutluydular. Belki de hayatları boyunca türlü acılar çeken bu ikili en sonunda mutluluğu tadabileceklerdi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwarts-rpg.forum.st/karakter-karty-lejant-f5/melanie-br
Agnessa Bronislova

Agnessa Bronislova


RPG Puanı :
#Melanie Brown# Left_bar_bleue100 / 100100 / 100#Melanie Brown# Right_bar_bleue

Erkek
Mesaj Sayısı : 647
Yaş : 30
Savaş Tarafın : DeathEaters !
Rp Partneri : Dominic Monaghan (L)
En Belirgin Özellik : -Zeki-
Asa : Karanlığın Hüznü
Ruh Halin : #Melanie Brown# 37978406tk7qx0
Kayıt tarihi : 05/07/08

Galleon
Galleon: 150
Patronus: Tavşan

#Melanie Brown# Empty
MesajKonu: Geri: #Melanie Brown#   #Melanie Brown# Icon_minitimeCuma Tem. 31, 2009 8:21 am

Görünüm;

Renk tonları için 40 renk alternatifi, mesaj çubuğunda mevcut. Bu kadar ,bana göre, cırt renkler seçmen hoş durmamış. Konuşmaların kimi için boşluk bırakmışsın, kimi için bırakmamış olduğu yerden devam etmişsin. Bu da kaliteyi bozmuş. 25 (33 üzerinden değerlendiriliyor.)

Kurgu:

Kurgu sıradandı. Nerede başladın, nasıl öptün çok hızlı geçmişti. Uzunluk fazla olsaydı ve detaya girseydin beğenebilirdim. Ama uzunluğa lafım yok. Belirteyim. (27)

Yazım Noktalama

',' virgülün kullanımıyla ilgili fazlasıyla hata var. Puanını düşürecek etkenlerden en önemlisi de bu hatta. Tırnak işareti, kesme işareti gibi noktalama yapılacak şeyleri de yanlış koymuşsun. Unutma ki o bir zamirdir ve tırnak işareti almaz yanına. 25

İsmini kısaltmamışsın +1
Toplamda: 78 - Derslere katılıp katılmamak senin elinde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
#Melanie Brown#
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Melanie Brown
» Wentworth Lincoln Miller & Melanie Brown

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu :: Role Play Game Dışı :: Site Arşivi :: RPG Arşivi-
Buraya geçin: