Seth Mason Black

Bu başka bir sitedeki rp'min devamı olucaktı ama sonra koymaktan vazgeçmiştim.[size=12]

Evet bu yıl okula harika bir giriş yapmıştık. Trenden indikten sonra Harry ve diğerlerini beklemeden Seth ve ben arabalara bindik. Yanımızda da 1: 5. sınıfa gidiyor gibi görünün Rawenclaw’lı bir kız ve 2 de bizim gibi 6. sınıfa giden Slyterhin’li Katherine ve Lenny vardı. Neden bu arabaya binmiştik ki sanki? Rawenclaw’lı kız sanırım ölümüne düşman iki binanın arasında kaldığı için rahatsız olmuştu. Seth ve ben gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Büyük Salona girdiğimizde Hogwarts’ı ne kadar özlediğimi fark ettim. O ihtişamlı Büyük Salonu. Masaya göz gezdirdiğimde Mark’ın bize yer tuttuğunu gördüm. Seth’i çekiştirerek oraya götürdüm. Oturduğumuzda Seth “Mark dostum seni çok özlemişim. Ama sarılmam.”dedi. Mark üzülmüş gibi yaparak “Bende seni çok özledim. Bütün yazı bana sarılırsın diye düşünerek geçirmiştim.”dedi. Üçümüz gülmeye başladık. Sırıtarak “Aslında ben ikinizi de özledim. Evde sessiz sakin kalmak hem çok yorucu hem de çok sıkıcı. Diyorum ki yemekten sonra büyük bir kutlama yapalım.”dedim. Seth ve Mark sırıtarak aynı anda sırtıma vurup “Bizde seni özledik. Ve biz varız.”dediler. Her yılın başlangıcında olduğu gibi 1.sınıfların kuleleri belirlendi. Kalabalık bir gruptan 5 kişi Gryffindor’a, 5 kişi Hufflepuff’a, 3 kişi Slyterhin’e, 4 kişi de Rawenclaw’a seçildi. Dumbledore konuşmasını yaptı o sırada Harry masaya Ginny’nin yanına oturdu. Burnunda bez parçası tutuyordu. Hermione “Ne oldu?”diye sordu. Harry gözleriyle kürsüyü işaret edip “Sonra anlatırım.”dedi. Okula yeni iksir öğretmeni gelmişti. Horace Slughorn. Eskidende okulda öğretmenmiş ama sonra ayrılmış. Bu yılın tek kötü yanı Snape’in ne zamandır beklediği K.S.K.S öğretmeni olması olacağa benziyordu. Tören bittiğinde yemekler yenmeye başlandı. Seth balkabağı suyundan büyük bir yudum alıp karşısındaki Summer’ın duymayacağı şekilde “Dostum. Sence Summer bu yıl çıkma teklifimi kabul eder mi?”dedi. Tavuk kanadımdan bir parça ısırıp yuttuktan sonra sessizce “Bence kabul eder. Her yıl bir kez soruyorsun. Ve o da her seferinde hayır diyor. Aslında senden hoşlanıyor. Ama ulaşılmazı oynuyor. Çünkü sende benim gibi çapkınlar sınıfındasın. Bu yıl daha az çapkın olursan kabul eder. Yada gene red eder ve bir dahaki yıl kabul eder. Çünkü seninle çıkmak istiyor ama sen bunu hiç kolaylaştırmıyorsun.”dedim. Seth ve Mark beni ilk kez görmüş gibi bana bakıyorlardı. Hafif sırıtarak “Ne?”dedim. Mark tek kaşı havada “Sen ne zaman bu kadar anlamlı konuşmayı öğrendin?”dedi. Seth ona katılıyor gibi başını sallayarak “Seni en son bir odun olarak bırakmıştık ama ilişki uzmanı biri olarak alıyoruz.”dedi. Koluna yumruk atıp “Sensin odun. Yazın bir kısmını Ginny ve Hermione ile geçirdim. Nir kızl gerçekten çıkmak istiyorum bu yıl. Onlarda bana ilişkiler hakkında tavsiyeler verdi. Birde odun olmamam gerektiğini söylediler. Bende denemeye karar verdim.”dedim. Seth ve Mark ağızları açık bir şekilde bana bakıyorlardı. Seth’in karşısında oturan Summer ağzındaki bütün balkabağı suyunu Seth’e püskürttü. Herkez gülmeye başladı. Summer gülerek “Özür dilerim çok üzgünüm. Sen bir Odun olmamaya karar verdin? Ünlü bir şair 'erkekler kaleme benzer ne kadar ince yazarsa yassın ham maddesi odundur der.' sizde onlardansınız.”dedi. Summer’a alay eder gibi baktım. Seth sinirli bir şekilde gülerek ”Sorun değil.”dedi. Mark kendine zor hakim olup Seth’e Akla Pakla büyüsü yaptı. Seth Summer’a dönüp “Hem gülüp hem özür dilemen biraz kafa karıştırıcı Bayan Morrison.”dedi. Summer ona gözlerini devirmekle yetindi. İkisine gülüp yemeğime devam ettim.

******************************************************************************

Ortak Salona gittiğimizde saat 21:30’a geliyordu. Kimse gitmesin diye Seth merdiven girişini Mark’ta Şişman Hanım Portresini tuttu. Salonda Büyük bir kalabalık oluştu hepsine sesimi duyurabilmek için Seth’in yanına merdivenlerin başına gittim. Bağırarak “Hey, Hey beni dinleyin! Millet!”dedim. Birkaç saniye sonra herkez susup bana baktı. Sesimi duyurabileceğim şekilde “Bu yıl Gryffindor varisinizin yani benim 6.yılım. Bu yüzden Ben ve arkadaşlarım bir parti hazırlayacağız. Bu yalnızca 15 dakikamızı alır. Eğer bir Gryffindor’lu olarak gece dışarıda olmaktan korkmuyorsanız hepiniz göl kenarına gelin. Unutmayın 15 dakika. Ve gelirken diğer kulelere haber verin. Biri de Slyterhin’de kilere söylesin isterlerse onlarda gelsin.”dedim. Sessiz mırıldanmaların ardından herkez “Tamam.”demeye başladı. Mark ve Seth’le birlikte koşarak Ortak Salondan çıktık. Göl Kenarına kadar hiç durmadan koştuk. Sonunda nefes nefese asalarımızı çıkarıp biraz soluklandıktan sonra etrafı süslemeye başladık. Süslemeyi bitirmemiz 5 dakikadan kısa sürdü. Etrafı bazen renkli aydınlatan nerden geldiği belirsiz ışıklar koyduk onun dışında kamp ateşi gibi havayı aydınlatan bir ışık vardı. Kocaman bir masa oluşturup üstüne abur cuburlar ve içecekler koyduk. Son olarak ta müziği ayarladık. Şarkılar gece yarısına kadar çalacaktı. Ve iki kez de Slow çalacaktı. 5 tane bayrak astık biri büyük diğerleri de onun iki yanına ayrılmış orta boyuttaydılar. En büyüyü Hogwarts amblemiydi, diğerleri de kulelerin anlamıydı. Bunlar yemek masasının üzerinde havada asılı bir şekilde dalgalanıyordu. Süslemeyi bitirdiğimiz ve şarkıların ilk 5’ini ayarladığımız sırada herkez gelmeye başladı. Seth ve Mark’la bütün şarkıları ayarlamamız 1 dakikadan kısa sürdü. Sonunda bağırarak “Evet! Kutlama başlasın. Yada parti.”dedim. Herkez gülmeye başladı ve çığlıklar eşliğinde ilk müzik çalmaya başladı. Seth ne unuttuğumuzu fark edip dans alanından 2-3 metre uzakta ki yerlere puf yarattı. Kalabalığın içinden Harry ve Ron’u gördüm. Yanlarına gidip “Eğlenmezseniz ikinizi de öldürürüm. Ve sen Harry. Yarın ne olduğunu bize anlatacaksın.”dedim. Ron araya girip “Bize anlattı.”dedi. Kaşlarımı çatıp “Hain. Bana nasıl anlatmazsın. Neyse o zaman yarın bir daha anlatacaksın.”dedim. Gülümseyip başıyla onayladı. Seth ve Mark’ın yanına döndüm. Seth, Summer’la hararetli bir tartışma yapıyordu. Mark ve Jenny de onları izliyordu. Mark üstündeki parlak ceketle çok dikkat çekiyordu onu bulmamak imkansızdı. Jenny partiye gelen çoğu kızdan daha sadeydi. Üstüne beyaz bir tişört ve sarı hırka giymişti; altında da siyah kot vardı. Duyması için Jenny doğru eğilip “Neden kavga ediyorlar?”dedim. Gülerek “Her zaman ki kavgaları. Birazdan küserler.”dedi. Summer ve Seth birkaç dakika sonra aynı anda birbirlerine sırtlarını döndüler. Mark, ben ve Jenny gülmeye başladık. Seth tekrar Summer’a döndü. Summer’ı kendine çevirdi. Sanırım özür diliyordu. 3’ümüz nefeslerimizi tuttuk. Summer önce ilgilenmiyor gibi görünüyordu ama sonra Seth’e bakmaya başladı. O sırada rastgele yaptığımız parça listemizdeki Slow şarkılardan biri çalmaya başladı. Mark biranda gözden kayboldu. Seth ve Summer da dans etmeye başladılar. Etrafıma bakındığımda bazıları puflarda oturuyorlardı. Oturanların bazıları kızdı ama ilk günden çapkınlığa başlamak istemedim. Jenny’e dönüp “Hey dans etmek ister misin?”dedim. Gülerek bana dönüp “Seninle mi?”dedi. Şimdi dalga geçip ukalalık taslayarak gitmesini izleyebilirdim. Ama bunu yapmak istemiyordum. Sırıtarak “Evet Çapkınlar Kralı ilk gün dinlenmeye karar verdi. O yüzden yanlış anlama. Eee ne diyorsun?”dedim. Gülümseyip “Tamam.”dedi. Ellerimi beline koydum. O da ellerini omuzlarıma koydu. Nedense Jenny bu yıl değişik geliyordu. Yada ben kafayı sıyırmıştım. Gülerek “Eee tatilin nasıl geçti?”dedim.