Soruşturma

Konu: Soruşturma Ptsi Ağus. 24, 2009 10:41 pm

Kişiler: Geonna Romia Bianca, William James Dvorska, Claire Amy Brown, Oliver H. Whisper, Wentworth Lincoln Miller
Zaman: Hogwarts kapandıktan bir gün sonra. Saat sabahın 9'u
Kurgu: Baloda kaybolan öğrenciler üzerine harakete geçen bakanlığın Hogwarts'ı sorgulamaya gelmesi.

Konu: Geri: Soruşturma Ptsi Ağus. 24, 2009 10:41 pm

Her şey üstüne, üstüne geliyordu sanki. Şu lanet olasıca yaptığı rolün artık bir sonu olmalıydı. Balo gecesi yüzünden zaten olaylar bayağı karışmıştı. Bakan kaybolan öğrencileri araştırmaya başlamış, Hogwarts’ın güvensiz olduğuna dair Geonna’a soruşturma açmıştı. Ne yapacaktı şimdi? Kapana kısılmış bir fare gibi hissediyordu kendini. Odasında suç ortağı William ile oturuyor, sessizce düşünüyordu. William da ondan farksızdı zaten. O da tıpkı Geonna gibi düşünceli bir tavra bürünmüş; çözüm üretmeye çalışıyordu kendi çapında. “ Ne yapacağız William kapana kısıldık. “ diyerek gergin tavrını koruyan Geonna odasında telaşlı adımlarla turlayıp duruyordu. En azından Hogwarts kapanmıştı ve , öğrenciler artık yuvalarındaydı. Bu rezilliğe onların şahit olmasını istemezdi doğrusu. Ne yapıp edip, kendini bu olaydan sıyırmalıydı. Şuan ölüm yiyenleri düşünmüyordu bile. Hatta Lord’u bile kafasından çıkarmıştı bir süre. Gerekirse suçu William’ın üzerine bile atabilirdi; sırf kendini olaydan sıyırmak için. Baş seherbaz ve Hogwarts müfettişi birazdan burada olurdu. Zaman yaklaştıkça daha da telaşa kapılıyordu. Başını yavaşça duvara doğru vurarak, “ Olamaz, bu işten yırtmamız lazım. Oliver da birazdan gelir. Büyük ihtimalle suçu ona atacağım. “ diyerek kendi kendine konuştu. William’ın şuan onu taktığını pek zannetmiyordu. Elini yumruk yaparak duvara doğru vurdu ve gergin bir şekilde kapıya baktı. Beklenen an gelmişti işte. “ Girin. “ dedi titrek bir ses tonuyla. Onlar içeri girer girmez; yüzündeki telaşlı ve gergin ifadeyi silerek neşeli olmaya çalıştı. Rol yapma konusunda bir dönem boyunca bayağı pratikleştirmişti kendini. “ Hoş geldiniz. Lütfen buyurun; şöyle oturabilirsiniz. “ diyerek koltuğuna oturdu ve karşısındaki koltuklara oturmaları eliyle işaret etti. Yüzüne her zaman ki sahte gülümsemesini yerleştirerek sakin olmaya çalıştı. O sırada hala düşünceli olan William’a kaş göz işareti yapıyordu. Bayan Brown’un o ciddi suratını görünce söze başladı. “ Balo gecesi yaşananlar… İnanın bende çok üzgünüm. “ dedi ve zorlanarak yutkunmaya çalıştı. Yalan söylemek… Kendini berbat hissediyordu. Bir an önce kendini bu durumdan kurtarmalıydı yoksa; gideceği ilk yer azkaban olabilirdi.

Konu: Geri: Soruşturma Ptsi Ağus. 24, 2009 11:10 pm

Nefret ettiği okulun siluetine takıldı bakışları. Baş seherbaz ve aptal adamlarına küçümseyerek bakıp Went’ e fısıldadı. “ Burada olmayı kabul ettiğin için sağ ol. “ Ardından sesini yükseltti. “ Sevgili müdürümüz bizi odasında karşılayacakmış. “ Alaycılık ses tonundan en rahat okunabilecek ifadeydi şüphesiz. Aldığı cevaplara aldırmadan, yanındakilerle birlikte okula doğru ilerlemeye koyuldu. Bir süre sonra kulelere çıkmış ve Geonna’ nın odasının kapısını tıklatmışlardı. Genç cadı yüzüne yapışan soğukluğu daha da belirginleştirdi ve içeri girdi herkesin arkasından. Müdürün yapmacık gülümseyişine sertçe bir selam vermiş ve yaptığı açıklamaya gözle görülür alaycılıkla omuz silkmişti. Kimse ağzını açmadan hızla cevap vermeye başladı. “ Üzülmemeniz garip olurdu zaten. Şüphesiz hepimizi üzüldük. Ama şimdi konumuz, vicdanınızın sesi değil. Buna sebep olan olaylar. Tabi merak ettiğim birkaç küçük ayrıntı da var… Ama sanırım bunlara sonra değinmek en doğrusu olacak. “ dedi ve sertçe koltuğa koltuğa oturdu. Bakışlarını profesöre sabitlemişti bu kez. İkisinin parmağı olduğuna adı gibi emindi ama asıl konu; bunu ispatlamaktı. Tek kaşını kaldırdı ve saçlarını geriye itip konuşmaları dikkatle dinlemeye başladı…

Konu: Geri: Soruşturma Salı Ağus. 25, 2009 12:01 am

Neler oluyordu bizi nasıl bu saçmalığın içine sokuyorlardı. Halimize bakılırsa durumumuz hiçde iç açıcı değildi aptal bir hücrede tutuluyorduk. Geonna o lanet sorularını bana yöneltmeye devam ediyordu. " Yeter artık Geonna buradan çıkamanın bir yolunu bulabilseydim her halde denerdim. " Kafayı kaçıracaktım. Azkaban korkusundan sesimi çıkartmıyordu. Sinirden yumruğumu sonuna kadar sıkmıştım. Artık bu saçmalığın bitmesini istiyordum. Sinirden kafayı kaçıracaktım. Artık bir an önce gelip şu aptal soruşturmanın gelmesini bekliyordum. Geonna sürekli duvarlara vuruyordu. Bize ne aptal öğrencilerin ölümünden. Onu Hogwarts bekçisine soracaklar. Bize değil. Sonunda bize soruşturmaya almışlardı. Korkmuyordum hiçbir duygu hissetmiyordum. Bize şimdi iyi kötü olayını oynayacaklardı. Geonna'nın suratında o sahte gülümsemesi duruyordu ama ben nefret ve öfke dolu asık suratımı hiç bozmadım. Aptal sümsükler kulübü toplanmış bize aslan kesiliyorlar tek tehtit yolları azkaban oluyor. Üzülmemeniz garip olurdu zaten. Şüphesiz hepimizi üzüldük. Ama şimdi konumuz, vicdanınızın sesi değil. Buna sebep olan olaylar. Tabi merak ettiğim birkaç küçük ayrıntı da var… Ama sanırım bunlara sonra değinmek en doğrusu olacak. “ Ne sanıyordu kendini bu kadın. bakan filan mı? Ah Will zaten öyleler. İsterlerse Lord olsunlar onlardan korkmuyorum. Tam dediğim gibi bize iyi kötü oyununu oynuyorlardı. Söz hakkı aldım ve yavaşça ayağa kalktım. " Bizden mi şüpheleniyorsunuz. Sanki bizim suçumuzdu. Hogwartsa daha iyi bekçiler verin o zaman. Gece yarısına kadar her birini takip edemeyiz. Bakın bize istediğinizi sorun ama ne elde etmek istediğinizi hiç bilmiyorum ama elde edemeyeceksiniz. Bu saçmalık bu apaçık saçmalık. " dedim ve yerime oturdum. Bana sinirlenmiş bir tavırları vardı. Geonnadan acilen iyi bir fikir bekliyordum ama o lanet olacasıya'nın aklındaki tek fikir topu Williamın üzerine atmak olur. İstediklerini yapabilirler ama beni konuşturamazlar.

Geciktim ama bu ikinci yazışımdı ilkini gönderirken internet gitti.

Konu: Geri: Soruşturma Salı Ağus. 25, 2009 12:30 am

Oliver IV. kattaki odasından dışarı çıkıp, üç kat yukarıya çıkmıştı, bunun sebebi bugün sihir bakanlığından gelecek olan yetkililerdi. Sihir bakanı kardeşi onun bizzat oraya gitmesini söylemiş ve onun bakanlıktan yolladığı görevlilerle birlikte soruşturmaya katılmasını rica etmişti. Oliver'da sabahın erken saatlerinde uyanmış ve ona verilen bu görevi yapmak üzere Müdire Geonna'nın odasına doğru yol almıştı. Nihayet kapıya vardığında içeriden birilerinin sesi geliyordu, oldukça kalabalığa benzeyen odanın kapısını iki kere tıklattı ve içeriden gelecek yanıtı bekledi. "Girin" sözü üzerine kapıyı yavaşça araladı ve odadan içeri adımını attı. Orada bulunan herkesi gözden geçirip süzdükten sonra gözü orda bulunan William'a takılmıştı. Onu görmesi bir anda sinirlerini bozmuş ve görevle ilgili konsantrasyonunu kaybetmesine neden olmuştu. Onun neden burada olduğunu anlamakta zorluk çekmişti Oliver ama daha sonra birkaç tahminde bulunmuştu. Claire'la ilgili olaydan önce onun hakkında pek bir görüşü olmamasına rağmen Claire'a yaptığı şey onun hakkında olumsuz düşüncelere yol açmıştı Oliver'ın zihninde. Oliver kapının ağzında daha fazla beklemeden herkesi selamladı ve ardından boş koltuklardan birinin yanına gidip oturdu. Diğer gelenleri de süzdükten sonra yerinde oturup olanları seyretti. Ardından William konuşmaya başladı. " Bizden mi şüpheleniyorsunuz. Sanki bizim suçumuzdu. Hogwartsa daha iyi bekçiler verin o zaman. Gece yarısına kadar her birini takip edemeyiz. Bakın bize istediğinizi sorun ama ne elde etmek istediğinizi hiç bilmiyorum ama elde edemeyeceksiniz. Bu saçmalık bu apaçık saçmalık." dedi kendini savunur bir edayla. Oliver onun bu sözlerine içinden kahkahayla gülmüştü ama yüzündeki ifade hiç değişmemişti. "Bana göre William; bakanlığın bu kadar az sayıda seherbaz göndermesinin nedeni bunun ufak bir balo olmasıydı. Kim Cadılar Bayramı Balosunda iki tane çocuğun kaybolacağını tahmin edebilirdi ki. Üstelik Hogwarts'ı koruyan binlerce Tılsımlı büyü varken. Evet, o gece bir hata yapıldı ve iki çocuk kayboldu; bunun suçunu kimse bizlere yüklemiyor. Yalnızca Hogwarts'tan sorumlu olan Müdiremizden bu konu hakkında bildiklerini öğrenmeye ve birlikte bir karar almaya geldiler." dedi ve ardından bakanlıktan gelen gruba baktı. Daha sonra bakanlıktan birisi konuşmaya başladı...

Konu: Geri: Soruşturma Salı Ağus. 25, 2009 12:51 am

Tılsım profesörü küçük seronomiye yeni katılmıştı. Wentworth kapıdan girdiğinden beri gözlerini ona dikmiş, sürekli onu izliyordu. Herkes sözünü bitirmiş ortalığı bir sessizlik kaplamıştı. Wentworth fırsattan istifade ederek ayağı kalktı ve Geonna’nın masasının önüne doğru yavaşça adımladı. Adımları son bulmuştu. Yüzündeki sinsi gülümsemeyle ellerini masaya dayadı ve rahat bir tavırla konuşmasına başladı “ Sayın Müdüre Geonna Romia Bianca. Kulağımıza sizinle ilgili bazı fısıltılar geldi, bilmem ne kadar doğrudur? İlk önce birkaç soru soracağım size. Balo sırasında bir süre ortalıkta göründükten daha sonra kimse sizi görememiş. Bu sırada öğrenciler kaçırıldı! Bu doğru mu? Doğru ise o sırada neredeydiniz? Ne yapıyordunuz! “ dedi ve bakışlarını Amy’e doğru çevirdi. Amy bu sorudan hoşnut kalmışçasına gülüyordu. Wentworth kendine güveniyle gülümsedi ve göz kırptı. Ardından masadan doğruldu ve William’ın önüne doğru ilerledi ve ardından sözlerine başladı “ Sayın Profesör William James Dvorska! Sizin hakkınızda da bazı fısıltıları işittim. Ne kadar doğru? Bilinmez… Sizin ise bir öğrenciyle baloda yakın münasebetiniz görülmüş. Daha sonra sizde ortadan kaybolmuşsunuz! Ben buna ihtimal vermiyorum! Bir öğrenci ile profesör! “ dedi ve tekrar arkasını döndü. Ardından devam etti “ Ve ne hikmetse o gece bekçi bayıltılmış! Bekçi bir şey hatırlamıyormuş! Bunu da kaçıranlar yaptı olarak görüyorum, ben! “ dedi. Adımlarını yavaşça Oliver’in olduğu bölgeye doğru yönlendirdi ve cümlesine başladı “ Siz! Sayın Profesör Oliver H. Whisper! Sizde o gece kaybolmuşsunuz! Nedendir? “ dedi ve arkasını döndü Geonna’ya doğru bakışlarını dikmişti “ Tıpkı amcanız Wentworth Debauchee Whisper gibi. O buraya teşrif etmediğinden şimdi soramayacağız ona. En kısa zamanda onu da gözetimim altına alacağım! Bu Whisper ailesi çok gözüme batmaya başladı! “ dedi ve ardından kasıntı bir biçimde yerine oturdu. Bacaklarını birbirinin üzerine kilitlemişti. Dersine çalışmanın verdiği zevkle meslektaşlarının yüzlerine bakıyordu. Baş seherbaz hırsından kudurmuş gibi kaşlarını çatmıştı. Wentworth başıyla onu selamladı ve gülümsedi. Suçlamada bulunduğu kişilerin yüzlerindeki somurtkan ifade Wentworth’u bir dumur içine sokuyor, kibirlenmesine sebep oluyordu…

Konu: Geri: Soruşturma Salı Ağus. 25, 2009 2:17 pm

“ Bu ne terbiyesizliktir böyle. Bay Miller lütfen attığınız adımlarda sakin olun, çünkü çok kaba oluyorsunuz. O gece balo salonundaydım; bunu herkes biliyor. Sadece birkaç dakikalığına lavaboya uğramıştım. Detaya da girmememi ister misin? “ diyerek sert bakışlarını kendini beğenmiş tavırlar sergileyen Lincoln’e yönlendirdi ve tısladı. Onu şimdi gebertmek istiyordu. İçinden ‘ Bunlar nasıl karanlık taraf? ‘ diye geçirirken yanlarında bir seherbaz olduğunu unutmuştu. Evet, biraz olsun o seherbaz ve Oliver yüzünden numara yapmak zorundaydılar. William’ a doğru eğildi ve yavaşça fısıldamaya çalıştı. “ Sakin ol Will. “ diyerek hemen bakışlarını Amy’e doğru yöneltti. Ona gıcık kapmaya başlamıştı. William’ın yanlış bir cevap vermesinden de korkmuştu açıkçası. O salak beyin her şeyi berbat edebilirdi. Aslında biraz olsun karşısındakine güvenebilse sorun olmayacaktı ama… Artık bu durumdan yorulmuştu. Amy’in kendisine şüpheli bakışlar atmasına dayanamıyor; bu düştüğü kuyudan nasıl çıkacağını da bilmediği için dört duvar arasında sıkışmış gibi hissediyordu. Kendi odasındaki duvarlar bile sanki üzerine yürüyormuş gibi oluyordu. Üzerinde gezen bu şüpheli bakışlara daha fazla dayanamayıp, “ Yeter! Buraya beni suçlamaya mı geldiniz? “ diyerek eliyle masaya vurdu ve sesini yükselterek onlara sert bir bakış attı. Daha sonra bakışlarını Amy’e doğru yönlendirerek, “ Elindeki hiçbir kanıt yok sevgili Brown üzgünüm. “ dedi ve tısladı. Daha sonra Lincoln’e bakıp, “ Ya sen? Kendini ne sanıyorsun pis ucube! Senin- “ dedi ve duraksadı. Daha fazla devam ederse olacaklardan korkuyordu. Onların karanlık çamurlarını seherbazın ortasında yere dökmeyi çok iyi bilirdi ama susacaktı. Kendi kendini teselli etmek istercesine içinden ‘ Sakin ol Geonna, her şey bitecek. ‘ diye geçirdi ve başını koltuğuna doğru yaslayarak karşısında duran önemsiz kişileri tek, tek süzdü. O sırada yan gözle William’a bakıyor, kendisine biraz olsun yardım etmesi için medet umuyordu. Zaten o aptalında o lanet balo gecesinde ne halt yediğini hala çözebilmiş değildi.

Konu: Geri: Soruşturma Salı Ağus. 25, 2009 2:44 pm

Bay Miller bize aptal bir şekilde suçlama yapıyordu. Geonna hemen oturduğu yerden kalktı artık yüzünde o sahte gülümsemesi yoktu. Bu şekilde daha çekici oluyordu. “ Bu ne terbiyesizliktir böyle. Bay Miller lütfen attığınız adımlarda sakin olun, çünkü çok kaba oluyorsunuz. O gece balo salonundaydım; bunu herkes biliyor. Sadece birkaç dakikalığına lavaboya uğramıştım. Detaya da girmememi ister misin? “ Çok doğru. Bize böyle davranamazlardı sanki bir suçumuz varmış gibi. Saf ve suçlanmaya hazır Oliver'ı bir silah olarak görüyordu yakışıklı büyücü. Belkide tüm suçu bir şekilde onun üzerine atmanın bir yolunu bulabilirdim. Kendini bilmiş bir şekilde konuşmasına sinir oluyordum bay Millerin. Geonna bana bir fikir bulmam için bakışlar atıyordu. Galiba herşeyi berbat etmemden korkuyordu. “ Sakin ol Will. “ Böyle bir durumda sakin olmak çok zor olsada kendimi tutmalıydım. Sonunda kendimi topladım ve hızlıca ayağa kalktım. " Oliver ben burda bize ne yapmak istediklerini anladım bizi o iğrenç azkabanlarına tıkmak istiyorlar. Burada bir insanla konuşuyorsunuz ileri geri bize hesap soramazsınız. Bekçi mi bayılmış ne büyük tesadüf. Adam her gün otuz şişe kaymak birası içiyor sizce bayılması normal değil mi? Sarhoş olup herşeyi unutuyor. Bence siz onun içmesini yasaklayın. Çünkü o aptal kulübe kaymak birası dolu. Peki beni merak ediyorsanız. Claire yanıma gelebilir ben onun en sevdiği profösörüm. Bundan hiçbir anlam çıkartamazsınız. Onunla ders notlarını konuşuyorduk. Ödevinde anlamadığı bir yer vardı ve bende ona daha sakin bir yer olan kulübeye götürdüm o konuyu ona tekrar anlattım. Bunda bir şuç görmüyorum. Peki hiç Oliver'a sordunuz mu? Acaba o niye kaybolmuş evet Oliver. " Oliver'a sinsi bakışlarla baktım ve kıkırdadım. Bu saçmalıktan kurtulmasının elbet bir yolunu bulucaktım. Bay Millerin suratında mutsuz bir ifade oldu. Dediğim gibi bizi aptal bir soruşturmayla şıkıştıramazlardı. " Evet sizin kafanızdaki tüm düşünceler değişti değilme siz ne düşünüyorduz bize sakın bir daha böyle aptal suçlamalar yapmayın. Şimdi bizi bırakın. Zamanımızı harcadığınız için sizi tebrik ediyorum. " dedim ve arkama yasladım. Gözlerimi Geonna'a çevirdim ve fısıldayarak " Onlara gösterelim kaplan. " dedim ve sırıtan bir yüzle bay Millere baktım. Bu aptal soruşturma'nın bitmesi için can atıyordum.

Konu: Geri: Soruşturma Çarş. Ağus. 26, 2009 2:47 pm

Amy dostunun sorularından bir hayli memnun kalmıştı ama buna alınabilecek cevapları da biliyordu elbette. Tek çözemediği şey, Oliver'ın burda ne işi olduğuydu. Ama William'ın aptal taktiğini gün gibi ortaya seren sözleriyle olacakları anlamaya başlamıştı. Oliver günah keçisiydi. Muhtemelen tüm bunlardan habersizce bu odadaydı. Amy herkes sustuğunda usulca kalktı yerinden ve yükselttiği ses tonuyla konuşmaya başladı.

" Tepkileriniz anlayışımı zorluyor. Ve öğrencilerinizle bağlarınız açıkçası benim ilgimi çeken bir ayrıntı değil. Balo gecesi kaç öğrenci profesörüyle yanlız kalıp sorular sormak ister, bu da garip elbette. Ama benim konum, özel hayatınız değil, kaçırılmalar. " Bakışlarını Geonna'da sabitledi ve konuşmaya devam etti. " Elimizde kanıtlar olmasına yardım etmek isterseniz, çok sevinirim bayan Bianca. Ama neden sizi suçladığmızı düşündünüz anlayamadım. İki tane cansız bedenden söz edilirken, savunma yapmanızı izlemek yerine desteğinizi yanımda hissetmek isterim. Evet, şimdi konumuza dönelim. Umarım isimlerinizle hitap etmemin sakıncası yoktur. " William'a yöneldi bu kez. " Sizin suçlu aramanızı değil, bulamama musade etmenizi istiyorum. Burası bunun yeri değil. Ve kişiler arası çatışmalarınız benim işimi gölgelerse, bunu raporlarımda göz önünde bulundurmakta kalmayıp, iyi niyetimden vazgeçerim. Yönlendirilmeye ihtiyacım yok, düşüncelerinizi dile getirirken buna dikkat edin lütfen. Benim yerime düşünmeyin profesör. Sadece bana yardımcı olun. Geceyi tamamen öğrenmek istiyorum ben. Ve lütfen bunu Oliver anlatsın. Diğer türlü bir sonuca varamayacağız. " dedi ve sert sert Geonna'yı süzdü. Seherbazların yanında ne cürettle bunu yapabiliyordu? Kendini kurtarmak için herşeyi mahvetmeyi nasıl göze alabilirdi? Oliver konuşmaya başladığında herkes ona kulak kesilince Amy müdüre yaklaşıp, kimsenin duyamayacağı bir sesle fısıldadı. " Beni aptal yerine koyma Geonna. Eğer beni zorlarsan, sen zararlı çıkarsın bu işten. Ben değil! O yüzden koca çeneni kapa ve işimi yapmama izin ver. " Kadını öfkeli gözlerle süzdü ve artık saçmalamayacaklarından emin olmak istiyordu. Ayrıca kimsenin farketmemesi de içi rahatlamıştı. Bakışlarını Oliver' a çevirdi ve dikkatle dinlemeye başladı...

Konu: Geri: Soruşturma Perş. Ağus. 27, 2009 2:39 pm

Sırayla herkes konuşmaya başlamıştı ve çoğunlukla suç Oliver’ın üstüne atılıyordu. Oliver bu odada ki herkesin artık ne olduğunu bildiği için şüphe duymuyordu ve balo gecesi de bazı profesörlerin ne şekilde ders çalıştığını da anlamıştı. William ve Geonna Oliver’a yükleniyor ve Oliver ise sakinliğini koruyup söz sırasının ona gelmesini bekliyordu. William konuşurken içinden ne kadar da çok tıslamış, kahkaha atmıştı. Ardından Amy konuştu ve William ile Geonna’ya biraz sesini yükseltti. Ardından söz sırasını Oliver’a verdi. Oliver böyle bir toplantıda herkesin birbirine bir şeyler fısıldamasına şaşıyordu doğrusu. Hiç kimse bir şeyleri gizlememeliydi. Oliver kısa bir süre bekledikten sonra konuşmasını kafasında derledi ve olabildiğince sakin bir ses tonuyla konuşmasına başladı.

“Söz verdiğiniz için sağ olun Bayan Brown. Öncelikle Bay Miller, Whisper ailesinin neden gözünüze battığını anlamış değilim. Eğer ailemizle ilgili bir probleminiz varsa bunu bilahare konuşuruz. Burası bunun için uygun bir ortam değil. Ve Bay Dvorska balo gecesi ders çalışmak için bekçi kulübesi yerine odanızı seçebilirdiniz; burada ders çalışmanıza bekçi nasıl izin verdi o da ayrı bir konu. Bayan Brown ben size balo gecesini kendi görüşümden anlatayım.” dedi ve ardından Amy’ye döndü. “Whisper ailesi olarak toplanmış ailece bir masada oturmuş baloyu izliyorduk. Ardından aile içi gerçekleşen ufak bir tartışmadan dolayı bazı kişiler masadan kalktı. Bunlardan biride Claire –yani kuzenim. Ardından Profesör William’ın yanına gitti ve konuştuklarını gördüm. Elbette bunu olağan karşılıyorum çünkü bir profesör ve öğrencinin de birlikte paylaşıp konuşabilecekleri şeyler olabilir. Fakat daha sonra onları gözlemlediğimde William Claire’ın elini tutup çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladı. E bir aile lideri ve Profesör olarak bu durum bende bir kuşku uyandırdı. Bende hemen masadakilere geleceğimi söyledim ve onları takip ettim. Bu takip olayı saçma gelebilir belki ama neticede o benim kuzenim ve sorumluluğu benim üzerimde. Daha sonra onların nereye gittiğini göremedim. Bir müddet sonra onları kaybettiğimi anladım ve geri dönüp baloya devam ettim.” dedi Oliver son sözleri söylerken William’a baktı sinsi bir şekilde. Oliver Claire'la ilgili bilgi vermek istemediğinden olayı biraz saptırmıştı. Tüm odada ki kişileri süzdü. Bu konuşma onun savunması olmuştu ve bu durumda kimse ona suçu atamayacaktı ve olayla ilgili görgü tanıkları vardı. Oliver içi rahatlamış bir şekilde nefes aldı ve ardından Amy ve diğerlerine dönüp “Benim bildiğim bu kadar; bunun dışında kaçırılan çocuklarla ilgili pek fazla bir bilgim yok.” Dedi ve yerinde öylece oturdu.