Sihir Bakanının Ofisi

Konu: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 1:45 pm

.:. Rp in.:.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 1:52 pm

Her zamanki yerimde oturuyordum. Önümde yüzlerce kağıt dosyalanmış bir halde beni bekliyordu. Çok fena gerilmiştim. Bir yanda yeni bir haber var mı diye gazetelere göz gezdirirken, diğer yandan bakanlık kontenjanlarıyle ilgili olan dosyayı arıyordum. Onu bulabilmek için bütün dosyaları tek tek açıyordum ama lanet olası kağıt hiç bir yerde yoktu. Masanın etrafıda üstü kadar doluydu artık. Yerlerde atılı kalemler buruşturulmuş müsvedde kağıtlar kapağı açılmış dosyalar vardı. Ümidimi yitirmek üzereyken ilk baktığım dosyanın en arkasında duran kağıda gözüm takıldı. " Seni lanet olası şey" diye tek hamlede yerinden çıkardım. Masanın üstündeki fazlalıkları yere atarak onun için yer açtım ve incelemeye koyuldum. Etrafımdaki hiçbirşeyle ilgilenmeden yalnnızca o kağıdı okuyordum.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 2:11 pm

Zamansız gözlerin ardında bir öğlen vaktiydi. Wentworth işe her zamanki gibi geç kalmış koştura koştura bakanlığın binasından içeri girmişti. Gömleği dışarıda kravatı bağlanmamış saç baş dağınık… Bakanın odasından geçerken içerdeki gürültüleri duymuştu. İçinden “ O güzel kadın neden bağırabilir ki, ne bu kadar sinir etmiş olabilir? “ diye geçirdi. Hafif gülümsemeyle kapının önünden geçiyordu ki bakanın bağırışını duydu " Seni lanet olası şey! ". Hemen arkasını dönmeden geri geri gitti. Kapıyı dinledi fakat bir ses duyamamıştı. Çekingen bir tavırla kapıyı tıklattı. Acaba bakan sinirini Wentworth’dan mı çıkaracaktı? Bunları hiç düşünmemişti Wentworth… İçerden kızgın bir şekilde “ Gel! “ diye bağırmasını işitti bakanın. Wentworth kapıyı yavaşça açtı ve başını göstererek “ Müsait misiniz bakanım? “ diye seslendi. Bakan Wentworth’un sesini duyana kadar kapıya bile bakmamıştı. Fakat sesi duyduktan sonra başını kapıya doğru çevirdi ve yüzündeki kızgın ifade yerini bir gülümsemeye bırakmıştı.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 2:20 pm

Sinirle kağıdı okurken bir elimlede boş bir kağıdı delercesine karalıyordum. Odaklandığım işlerde gözüm başka hiçbirşeyi görmezdi ama kapının tıklama sesini duymuştum. Elinde incelenmesi gereken bir dosyayla gelen biri olmamasını istedim. Aksi takdirde dosyasıyla birlikte onu kapı dışarı edicektim. Sesimi kontrol etmek istememe rağmen kızgın çıkmıştı. "Gel!" Kafamı ilk kez kaldırdığımda ise odamın bvu halini en son görmesini istediğim kişi karşımda duruyordu. Ses tonumun pişmanlığını yaşamaya başlamıştım bile. Telafi edebilmek için gülümsedim ve: "Buyrun Bay Miller " dedim makul bir tonla. Elinde on tane dosyası bile olsa ona kızamıyordum. Elimle oturmasını işaret ettim. Ama sonra koltuğun kağıt dolu olduğunu fark ettim. Asamı çıkarıp "Aklapakla" diye söylendim ve eşyalar yerlerine doğru uçuşmaya başladı.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 2:40 pm

Wentworth bakanın işaretiyle sandalyede yerini almıştı. Bakan ona gülümsüyor tüm kızgınlığına rağmen normal davranıyordu. Wentworth bunun verdiği rahatlıkla bakana bir şey demeden onu yavaşça süzdü. Bakan her zamankinden daha bakımsızdı. Omuzlarına kadar gelen lüle lüle saçları darmadağın, makyajının tazelenme vakti gelmiş görünüyordu. Belli ki çok meşgul ve bir o kadar da stres içindeydi. Wentworth elini masaya koydu. Dora’ya hissettiği hislerin karşılığı belki Dora’nın Wentworth’un karşısında bu kadar sakin durmasıydı. Wentworth “ Dora… “ diye mırıldandı. Bakan evet der tavırlarla Wentworth’un yüzüne bakıyordu. Wentworth ise daha sonucunu kestiremediği bir soruyu sorma eşiğinde idi. Yutkunmaları zorlaşıyor, sözün devamını getiremiyordu. Uykusuzluktan şişmiş duygusuz gözleriyle Dora’ya bakarken dalmıştı. Dora “ Evet Wentworth? “ diyerek Wentworth’a sözünün devamını beklediğini belli etmesiyle Wentworth’un dalgınlığı çabucak geçti. Wentworth ağzında lafı geveleyerek “ Dora… Şey Dora… Çok yorgun görünüyorsun. Kahve içmeye bir yerlere gidelim mi? Stresini üzerinden atarsın ve biraz muhabbetin ikimize de zararı olmayacağı kesin. “ dedi. Odada ki sessizlik o kadar çoktu ki yere bir iğne düşse sesi kulaklarda çınlayabilecek ortama müsaitti. Sadece ikisi birbirine şaşkınca bakıyor ve susuyorlardı. Wentworth yanlış yaptığını düşünerek sessizliği bozdu “ Meşgulsen başka zaman olabilir Dora… “. Mahcup ve çekingen bir yüz ifadesi vardı yüzünde Wentworth’un. İçinden “ Yaptığım aptallığın bedelini nasıl ödeyeceğim? Kim bilir tüm gerginliğini üzerimde atmak için neler yapacaktır? “ diye geçiriyordu. Dora’nın yüzüne pişman bir biçimde bakıyordu…

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 2:54 pm

Kanın yanaklarıma hücum ettiğini hissediyordum. Rezil olduğumu düşünmeye başlamıştım ki onun durumunun benden farklı olmadığını gördüm. kravatını bile doğru düzgün bağlamamıştı. Bu durumuna kızmam gerekirdi ama bu hali beni rahatlatmıştı. "En azından tek pasaklı ben değilim" diye geçirdim içimden. “ Dora… “ adımı dudaklarından duymak beni şaşırtmıştı. Gözlerimi gözlerine kilitledim ve "Evet Wentworth" söylemek istediği birşey olduğunu anlamıştım. Merakla devam etmesini bekledim. Yüzünden hiçbirşey anlayamıyordum. Tedirgin gibiydi sanki. “ Dora… Şey Dora… Çok yorgun görünüyorsun. Kahve içmeye bir yerlere gidelim mi? Stresini üzerinden atarsın ve biraz muhabbetin ikimize de zararı olmayacağı kesin. “ Bakan kimliğimi yüzümden düşürüp yalnızca Dora oluverdim. Şaşkın ne diyeceğini bilemeyen Dora... Hayatım boyunca soğukkanlılığımı hiç yitirmemiiştim. Ama o an resmen maskem düşmüştü.“ Meşgulsen başka zaman olabilir Dora… “. demesiyle beraber bütün saflığımla: "Hayır hayır" diye karşı çıktım hemen ardından durumu toplamak için: "Haklısın galiba bir kahveye ihtiyacımız var." dedim. Ayağa kalktım. Dolabımın camlarından yansıyan görüntüme baktım. "Tanrım! korkunç görünüyorum kahretsin!" dedim içimden. Elimle saçlarımı düzeltmeye çalıştım beceriksizce. Sonra askıdan çantamı aldım ve "Çıkabiliriz." dedim. Her yerim yorgunluktan ağrısada mutlu görünmeye çalışıyordum. Kapıya doğru önden yürüdüm ve bütün dosyalarımı kafamdaki bütün kötü düşüncelerle ofisimde bıraktım

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 10:14 pm

Karakterler: Amy ve Dora
Kurgu: Hogwarts da kaçırılan öğrencilerin akıbetini ve Hogwarts'ın durumu hakkında Dora'nın Amy'den bilgi almak istemesi.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 10:31 pm

Aldığım haberle beraber kan beynime sıçramıştı. Hogwarts da balo gecesi öğrenciler kaçırılmıştı. Gözümüzün önünde tam dört tane çocuk. Baloyu hatırlamaya çalıştım. Hiçbir şey gözüme çarpmamıştı. Geonna'ya da kızdım içimden. Hiçbirimiz fark etmeden dört çocuk kaçırılabiliyorsa demek ki güvenlik önlemleri çok yetersizdi. Oturduğum yerden kalktım. Odanın içinde adımlamaya başladım. Bunu neden yapmış olabilirlerdi? Dört tane çocuktan kim ne istemiş olabilirdi. Hayal gücümü genişletmeyi kendimi kaçıran kişinin yerine koymayı denedim. "Neden kaçırırdım acaba?" Birden durumu detaylarıyla öğrenebileceğim biri geldi aklıma. Kapıyı açtım ve sekretere seslendim. "Amy Brown'u odama bekliyorum. Hemde hemen" dedim. Sekreter henüz cevap bile veremeden kapıyı hızla kapattım. Odanın içinde düşünmeye devam ederken, bir süre sonra kapımın tıkladığını duydum. "Gel" diye seslendim ve kapının açılmasını bekledim.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 11:01 pm

Amy son zamanlarda ne yaparsa yapsın azaltamadığı dosyaların içinde kayboluyordu yine. Bu kaçırılan çocukları eline geçirdiğinde kendi elleriyle boğabilirdi! O kadar çok soruna sebep olmuşlardı ki! Muhtemelen sevgilileriyle buluşmaya giden dört aptaldı bunlar. Ve yasak ormanın eğlenceli olduğuna karar vermiş azcık heyecan istemişlerdi. Aman ne eğlence! Yaptıkları aptallığın tüm sonuçlarıyla boğuşan bakanlıktakilerdi! Birkaç vampir karnını doyurmuş ve yine olan Amy’ ye olmuştu. Çocukları bu yüzden sevmiyordu. Ölüleri de dirileri de tamamen zarardı!

“ Efendim? “ Amy birden beliren kadını görünce, vakit kaybetmeden tüm öfkesini ona kustu. “ Ne var! Kapı çalmayı bilmiyor musun! Odama hangi akla hizmet öylece dalarsın! “ Kapıyı birkaç kez tıklamış ama Amy bunu duymamıştı. Genç kadın utanıp kısık sesle konuşmaya başlamıştı.” Bakan sizi odasında bekliyor. Şey.. Hemen gelmenizi rica etti. “ ve hızla terk etti odayı. Amy suratını iyiden iyiye asarak ayrıldı odasından. Yine kaçırılmanın yankıları konuşulacaktı. Bu çocuklar başına çok iş açmıştı genç cadının. Öfkeyle birinci kata indi. Bakana söyleyecek bir çift lafı vardı. Bu olanlar onun ve müdürün suçuydu. Şimdi bedeli hep beraber ödüyorlardı. Duraksadı ve öfkesini dibe vurup kapıyı tıklattı. Gelmesini söyleyen sesi duyunca içeri girdi. Bakana başıyla selam verdi ve oturması söylenen yere kuruldu. Ve sakince konuşmaya başladı. “ Bakanım. Kaçırılma olayıyla ilgili çağırıldığımı düşünüyorum. Ki suratınızdaki sıkıntı düşüncelerimi doğrular nitelikte. Sizin bildiğinizden fazlasını bilmiyorum. Yarın Hogwarts’a gidip, araştıracağım, tabi onayınız olursa. “ Bakanın surat ifadesinden anlamıştı gelecek soruyu. *Neden daha önce gitmedin* diyecekti. Amy hızla ekledi. “ Eğer daha önce bu konuda talimat alsaydım şimdiye kadar detaylı bir dosya masanızın üstüne olurdu. Ama emirleriniz gereği masa başından katılıyordum araştırmaya.” Diye yaptı savunmasını. Dikkatle bakanı süzdü ve konuşmasını beklemeye koyuldu…

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 11:18 pm

İki günahsız çocuğun ölümünden çok rahatsız olmuştum ve çokta üzülmüştüm. Diğer iki çocuklada ayrı ayrı konuşmayı yapılacak listeme ekledim. Kapı açılıp Amy içeri girene kadar kendimi tuttum tam konuşmaya başlayacaktım ki benden hızlı davrandı.“ Bakanım. Kaçırılma olayıyla ilgili çağırıldığımı düşünüyorum. Ki suratınızdaki sıkıntı düşüncelerimi doğrular nitelikte. Sizin bildiğinizden fazlasını bilmiyorum. Yarın Hogwarts’a gidip, araştıracağım, tabi onayınız olursa. “ Şu ana kadar niye bekledin peki? Böyle bir durumda hala onayımı mı bekliyorsun? demeyi planlamıştım ama aklımı okurmuşcasına konuşmaya başladı. “ Eğer daha önce bu konuda talimat alsaydım şimdiye kadar detaylı bir dosya masanızın üstüne olurdu. Ama emirleriniz gereği masa başından katılıyordum araştırmaya.” Sözleri üzerine sanki beynime bir bıçak saplanmıştı. İki elimi şakaklarıma dayayıp gözlerim kapalı bir şekilde konuştum. "Amy, bakanlıkta işlerin nasıl olduğunu biliyorsun. Olayı bende henüz dün akşam öğrendim. Herneyse..." Gözlerimi tekrar açtım ve konuşmaya devam ettim."Senden bu olayı yakından ve detaylı bir şekilde incelemeni istiyorum. İsmi geçen çocuklarla tek tek konuş. Onların ormana gitme sebebini öğrenir öğrenmez bana gel. Hatta... Geonna'yla da konuşmanı istiyorum. Öğrenciler hakkında bildiği önemli birşeyler varsa bunlarıda raporunda görmek istiyorum. Kısacası olayla ilgili kim varsa hepsinin görüşlerini al. "
Bu olay beni fazlasıyla yormuş ve yıpratmıştı. Amy'nin raporunu bir an önce elimde istiyordum. Geri dönemeyecek bile olsalar o çocuklar için birşeyler yapmak istiyordum.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Ptsi Ağus. 17, 2009 11:55 pm

Bakan Amy’ nin savunması karşısında cılız bir savunma yaptı ama genç cadı üstünde durmadı bunun. Telaşı gözlerinden okunuyordu bakanın. Bir süre duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti. "Senden bu olayı yakından ve detaylı bir şekilde incelemeni istiyorum. İsmi geçen çocuklarla tek tek konuş. Onların ormana gitme sebebini öğrenir öğrenmez bana gel. Hatta... Geonna'yla da konuşmanı istiyorum. Öğrenciler hakkında bildiği önemli birşeyler varsa bunlarıda raporunda görmek istiyorum. Kısacası olayla ilgili kim varsa hepsinin görüşlerini al. " Bakan dikkatle Amy ‘ ye bakıyordu. Konuşma sırası kendisine geçen genç cadı hafifçe öksürdü ve gayet ciddi bir tavırla aklındakileri söyledi.

"Aklınız takılmasın bunlara. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım. Sizin kadar bende bu olayın sonuca varmasını istiyorum ve suçluların azkabana yollanmasını…. Ama hala anlam veremediğim birkaç minik ayrıntı var bakan. O kadar yetkili oradayken nasıl kimsenin gözüne çarpmaz böyle bir olay? Nasıl kimse fark etmez? Herkes oradaydı ve bu kadar çocuk kaybolurken tek yapılan dans etmek mi oldu? İki üç seherbaz her ihtimale karşı görevlendirilmişti. Bu konuda bilgim vardı zaten. Hadi herkes baloya odaklanmıştı. Peki ya onlar? Ateş viskisi içip göl kenarında kestiriyor muydu? Böyle bir olay için nasıl yeterli önlemler alınmaz? Müdüre hanım ne yapıyordu? Profesörle nerdeydi? Eğer insanlarımız bize, okula güvenip çocuklarını emanet etmeye artık korkuyorsa, bunun asıl suçlusu kim, oturup düşünmek lazım. Bu olayın zeminini tedbirsizlikler hazırladı. Belki de yanlış insanlar seçildi, görevlendirildi. Eğer bana düşen bir sorumluluk varsa yada ceza seve seve kabul ederim. Ama diğerlerinin dikkatsizliklerini iki küçük çocuk canıyla ödüyorsa, tek suçlu bunu yapanlar değildir. Bu oluşuma meyil verenlerde suçludur. Lütfen saygısızlık olarak algılamayın. Sizin kadar bende dağıldım bu haber karşısında. Ama bundan sonrası için gerekenler yapılmalı ki, başka zararsızlar bedeli ödemesin. “

Amy sessizliğe büründü. Umursamadığı çocukları savunmuştu sırf çuvaldızı bakan ve müdür kendilerine batırsın diye. İnandırıcılığını ustalıkla sergilemişti. Ve bakan tereddütsüz inanmıştı genç cadıya. Her şeye rağmen Amy, bu olayın peşini bırakmayacaktı. Çocukları umursamasa da, bu olayın çözülmesini herkes kadar istiyordu. Kim iyi kim kötü anlaşılacaktı. Ve genç cadı kime nasıl davranması gerektiğini daha iyi bilecekti. Sessizliği bozan bakan tüm dikkatini dağıtmıştı. Amy bakana dikti bakışlarını ve dinlemeye başladı…

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Salı Ağus. 18, 2009 11:25 am

"Aklınız takılmasın bunlara. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım. Sizin kadar bende bu olayın sonuca varmasını istiyorum ve suçluların azkabana yollanmasını…. Ama hala anlam veremediğim birkaç minik ayrıntı var bakan. O kadar yetkili oradayken nasıl kimsenin gözüne çarpmaz böyle bir olay? Nasıl kimse fark etmez? Herkes oradaydı ve bu kadar çocuk kaybolurken tek yapılan dans etmek mi oldu? İki üç seherbaz her ihtimale karşı görevlendirilmişti. Bu konuda bilgim vardı zaten. Hadi herkes baloya odaklanmıştı. Peki ya onlar? Ateş viskisi içip göl kenarında kestiriyor muydu? Böyle bir olay için nasıl yeterli önlemler alınmaz? Müdüre hanım ne yapıyordu? Profesörle nerdeydi? Eğer insanlarımız bize, okula güvenip çocuklarını emanet etmeye artık korkuyorsa, bunun asıl suçlusu kim, oturup düşünmek lazım. Bu olayın zeminini tedbirsizlikler hazırladı. Belki de yanlış insanlar seçildi, görevlendirildi. Eğer bana düşen bir sorumluluk varsa yada ceza seve seve kabul ederim. Ama diğerlerinin dikkatsizliklerini iki küçük çocuk canıyla ödüyorsa, tek suçlu bunu yapanlar değildir. Bu oluşuma meyil verenlerde suçludur. Lütfen saygısızlık olarak algılamayın. Sizin kadar bende dağıldım bu haber karşısında. Ama bundan sonrası için gerekenler yapılmalı ki, başka zararsızlar bedeli ödemesin. “

Amy'nin sözlerindeki suçlamayı sezebiliyordum ve bu bana dokunmuştu. Seherbazlar, Geonna, ve söylemesi en zor olanı yani ben, hepimiz elimizi taşın altına koymalıydık. Ben zaten bunu inkar etmiyordum. Amy haklıydı. Masum iki insanın sonu insanların o an için en güvenli dediği yerde, Hoggwarts da gelemezdi, gelmemeliydi. Konuşmak için sözlerini bitirmesini ve kendimi toparlamayı bekledim.

"Evet Amy haklısın. Bu tedbirsizliğin bedelini iki insan ödedi. Ne olursa olsun ne suç işlemiş olurlarsa olsun, bunun bedeli ölüm olamaz. Çocukların ifadeleri bizim için çok önemli. Bu olayı çözmek ve insanlara göstermek zorundayız. Herkesin bu olayın çözümünü görmeye ihtiyacı var. Geonna'ya gelince o geceki tedbirlerin yetersiz olduğu besbelli. Ama yinede işin aslını senin raporun gelmeden öğrenemeyiz. Lütfen en kısa sürede bu işi tamamla."

Söyleyeceklerim bitmişti. Her ne kadar üzerinde durulması gereken bir konu olsa da hemen çözülmesini istiyordum. Bu isteğimin nedeni tamamen kişiseldi. Hergün gazetelerin manşetlerinde bu haberi görmek yerine hemen çözülmesini tercih ederdim. İnsanların ne kadar umrundaydı bilmiyorum ama bu haber beni çok üzmüştü.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Salı Ağus. 18, 2009 12:25 pm

"Evet Amy haklısın. Bu tedbirsizliğin bedelini iki insan ödedi. Ne olursa olsun ne suç işlemiş olurlarsa olsun, bunun bedeli ölüm olamaz. Çocukların ifadeleri bizim için çok önemli. Bu olayı çözmek ve insanlara göstermek zorundayız. Herkesin bu olayın çözümünü görmeye ihtiyacı var. Geonna'ya gelince o geceki tedbirlerin yetersiz olduğu besbelli. Ama yinede işin aslını senin raporun gelmeden öğrenemeyiz. Lütfen en kısa sürede bu işi tamamla."

Bakanın söylenenlerine alınması Amy’ nin beklediği ve istediği bir şeydi zaten. Bunun yarattığı hoşnutluğu hiç belli etmeden sessizliğini korudu. Evet, okula gidip herkesi sorgulamak için sabırsızlanıyordu. Ama hiç renk vermeden soğuk ve emin ses tonuyla konuştu. “ Hiç şüpheniz olmasın bakan. Görevi gereğiyle yerine getireceğim. Gereken hassasiyeti göstermeliyiz, en azından bundan sonra. “ Bir süre sustu ve bakanı süzdü. Ama bu konuşma bitmişti ve burada oturmaları saçmaydı. Hafifçe öksürüp tekrar konuşmaya başladı. “ Artık işimin başına dönsem iyi olacak. Biliyorsunuz, bu olay nedeniyle yoğunum oldukça. Yarın okul dönüşü rapor masanızda olacak. “ dedi ve bakanın onayını beklemeye başladı.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Salı Ağus. 18, 2009 1:00 pm

Hiç şüpheniz olmasın bakan. Görevi gereğiyle yerine getireceğim. Gereken hassasiyeti göstermeliyiz, en azından bundan sonra. “
Biraz duraksadıktan sonra devam etti.
“ Artık işimin başına dönsem iyi olacak. Biliyorsunuz, bu olay nedeniyle yoğunum oldukça. Yarın okul dönüşü rapor masanızda olacak. “

Sabah sabah canımı çok sıkmıştı bu olay tekrar düşüncelere dalmadan evvel "Tabi, buyrun devam edin işinize lütfen" dedim elimle kapıyı hafifçe belirterek. O çıktıktan sonra düşünmeye devam ettim. Son dönem Hogwarts'da gerçekleşen bazı olayları gerçekten aklım almıyordu. Bunun arkasında bir güç olduğu belliydi ama akılsız bir güçtü bu. Herkesin içinden dört çocuğu çekip ikisini sağ gönderecek kadar akılsız. Ya da beceriksiz.

Konu: Geri: Sihir Bakanının Ofisi Salı Ağus. 18, 2009 1:00 pm

~~ Rp bitmiştir.~~