Güneşli bir güne uyanmıştı bu sabah Dulcie. Onu uyandıran da; saatinin ölüm marşını andıran zili değil, güneşin göz alıcı, parlak ışıkları olmuştu. Yorganını yavaşça üzerinden çekti Dulcie, hareketleri ağırdı; çünkü hala uyku sersemiydi. Oldukça dağılmış olan yatağını düzenledikten sonra yüzünü güzelce yıkadı. Yüzünü yıkarken, göz altı morluklarının çoğaldığını fark etti. " Kaç gündür uykusuzum, çoğalmış yine göz altı morluklarım. " demişti Dulcie kendi kendisine. Kücüklüğünde, sınıf arkadaşının; " Uyuşturucu mu kullanıyorsun ? " diye alaylı bir sorusuna ağlayışını hatırladı Dulcie. Bu anılara yaptığı yolculuk gülümsetmişti onu. Kahverengi, polarlı havlusuyla yüzünü kuruladıktan sonra, üzerini değiştirmek üzere banyoyu terk etmişti.
Kendini aç hissetmediği için direk bahçeye inmişti Dulcie. Bahçe oldukça kalabalık görünüyordu. Tanıdık yüzler arıyordu. Yanlarına gidip biraz takılabilirlerdi. Gözleri tanıdık birileri ararken, kulakları tanıdık gelmeyen ama 1. sınıf olduklarından emin olduğu 2 kızın konuşmalarına kulak misafiri olmuştu.
" Bu gün tüm 1.sınıfların İksir yazılısı var, çalıştın mı ? "
" Ooo, hemde nasıl. 3 gecedir uyumadan çalışıyorum. " Dulcie' de 3 gecedir, hayal kurarak uykusuz kalmıştı. Sınavı olduğunu nasıl da unutmuştu. " Ne yapacağım ? " dedi kendi kendine. Düşünmeye başladı. Beyninden hiç birşey geçmiyordu işte. Sınavın ne zaman olduğunu bile bilmiyordu. Yavaşça kızların yanına sokuldu.
" Merhaba kızlar, İksir sınavı kaçıncı derste biliyor musunuz ? "
" Evet, 5. saatte. " Bunu diyen mavi gözlü, uzun boylu bir kızdı. Dulcie' nin bu kızdan aldığı enerjiler oldukça pozitifti.
" Teşekkür ederim. "
" Gergin görünüyorsun. "
" Evet. çünkü; sınavın olduğunu unutmuşum ve ne yapacağımı bilmiyorum. "
" Bence, iksir yap. " demişti mavi gözlü uzun boylu olan. Çok güzel bir kızdı, diğerine bilakis oldukça tatlıydı.
" Aa, ne iksiri ? "
" Zeka Bileyici. " dedi yine aynı kız.
" Peki sağol. "
" Nasıl yapabileceğin hakkında bir fikrin var m ? " demişti diğer kız, ukala ukala.
" Sanırım yok ama olacak."
" Kolay gelsin. "
" Sağol. " Dulcie, yatakhaneye gidip çantasından annesinin ona verdiği iksirlerin yazılı bulunduğu defteri almıştı. Defteri aldığı gibi doğru Kazan'a ilerlemeye başladı. Şu anda derste olması gerekirken o iksir yapmak üzere Kazan'a gidiyordu. Koridorlar bomboştu. Dulcie bomboş koridorlarda hızlı hızlı ilerliyordu. Kazan' a yaklaştığını, duyduğu bayıltıcı kokudan sezinlemişti. Öyle ki burada, doğru yanlış bir çok iksir deneniyordu. İçeri girdiğinde orayı boş görmek için dua ediyordu ve duaları kabul olmuş, Kazan' ı boş bulmuştu. Hızlı bir hareketle defterini çıkardı ve annesinin iksir notlarına baktı. Bir kaç sayfa çevirdikten sonra Zeka Bileyici' ni bulmuştu. Kağıtta aynen şöyle yazıyordu ;
Zeka-Bileyici İksiri
Malzemeler: Dövülmüş bokböcekleri, kesilmiş zencefil kökleri, armadillo safrası.
İçen kişinin daha iyi düşünmesine yol açmaktadır.
Yapılışı: İlk olarak dövülmüş bokböcekleri kazana atılır ardın özel " Yeşil Sıvı " ilave edilir. Saat yönünde 6 kez karıştırılır. Onun üzerine armadillo safrası ve kesilmiş zencefil kökleri eklenir. Saat yönünün tersinde 4 kez karıştırılması gerekir. Rengi turkuaz olduysa olmuş demektir.
Dulcie Kazan'da malzemeleri buldu ve yapmaya başladı. Önce görünütüsü pek de hoş olmayan bokböceklerini kazana attı. Saat yönünde 6 defa karıştırdıktan sonra koku git gide kötüleşmeye başlamıştı. Nasıl içeceği hakkında hiç bir fikri yoktu ama buna mecbur olduğunun farkındaydı. Ardından Yeşil Sıvı' yı ekledi hemen ardındanda kesilmiş zencefil köklerini ve armadillo safrasını ekleyip yine saat yönünde karıştırmaya başlamıştı. Ancak ilginç bir şey olmuştu. Rengi hiç de turkuaz gibi durmuyordu. " Acaba annem yalnış mı yazmış ? " diye düşündü. Ama sonra bunun kendi hatası olabileceğini düşündü çünkü; annesi yıllarca bu tarifle yapıyordu bu iksiri. Düşünmeyi kesip kağıda bir kez daha göz atmaya karar verdi. " Ahh tabi ya.. Yeşil Sıvı' dan sonra 6 kez karıştırıyormuşum. " dedi Dulcie bıkmış bir vaziyette. Herşeye baştan başladı. Dövülmüş bokböcekleri eklendi, ardından bu defa tarife uygun bir şekilde Yeşil Sıvı eklendi ve hemen ardından yine armadillo safrası ve kesilmiş zencefil kökleri eklendi. Son olarakta 4 kez saat yönünün tersinde karıştırma işlemini gerçekleştirdi. Ancak yine rengi turkuaz olmamıştı. " Bu işte bir gariplik var, kağıda çok iyi göz attığıma eminim. Madem öyle neden yapamıyorum ? " Dulcie böyle düşünürken kağıda bir kez daha bakmaya karar verdi. " Saat yönünün tersinde.. Ahh biliyordum hay aksi. " Dulcie saat yönünde karştırıyordu ancak 2. karıştırmayı saat yönünün tersinde yapmalıydı. Bu sefer herşeyin farkında olarak iksiri yapmaya koyuldu. Bu sırada elinde tek kalan Yeşil Sıvı'sının azalmış olması onu tedirgin ediyordu. Bunuda beceremezse Yeşil Sıvı' sı kalmadığından iksiri yapamayacaktı. Derin bir iç çektikten sonra 3. defa son defa olması dileğiyle iksire başladı.
" Dövülmüş bokböceklerini kazana atıp Yeşil Sıvı' dan ilave ediyorum, saat yönünde 6 kez karıştırıyorum. " dedi ve dediklerini uyguladı. Bu sefer tüm dikkatini vermişti ve yapacaktı. " Hemen ardından, eklediğim armadillo safrası ve kesilmiş zencefil kökleriyle, 4 kez saat yönünün tersinde karıştırdıktan sonra rengin turkuaz oluşuyla iksirimi tamamlamış bulunuyorum. " diye ekledi. Dediklerinde bir problem yoktu işleme geçirirken de problem yapmazsa iksirini hazırlamış olacaktı.
" Ev-vet ! Nihayet rengi turkuaza dönmüş bir iksir duruyor karşımda. Başardıııım ! " diye haykırmıştı Dulcie. Bir anda susması gerektiğini düşündü. Yoksa tüm Hogwarts' ı Kazan' a davet etmiş olacakdı. Başta iksiri ne zaman içmesi gerektiğine karar veremedi ama sonra geçiçi bir süre etkisini gösterdiği için sınavdan bir önceki tenffüs içmeye karar verdi. " İnşallah bir kere daha bu iksiri içmek zorunda kalmam " diye düşündü ve gülerek Kazan' dan uzaklaştı...
Cuma Eyl. 11, 2009 12:11 am
