Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu

Hogwarts RPG
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bellatrix Diana Flame

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Bellatrix Diana Flame
4.Sınıf
Bellatrix Diana Flame


RPG Puanı :
Bellatrix Diana Flame Left_bar_bleue78 / 10078 / 100Bellatrix Diana Flame Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 3
Asa : Asa.
Ruh Halin : Bellatrix Diana Flame Yaaati6rx4
Kayıt tarihi : 26/08/09

Bellatrix Diana Flame Empty
MesajKonu: Bellatrix Diana Flame   Bellatrix Diana Flame Icon_minitimeÇarş. Ağus. 26, 2009 5:50 pm

1.

Londra'da saat gece yarısını geçmişti. Hava soğuk ve yağışlıydı. Saçları iyice ıslanmıştı. Yüzünden damla damla sular akıyordu. Ağır adımlarla sokak aralarında yürümeye devam ediyordu. Sokak lambaları çalışmıyordu ve çalışanlarda çok az ışık veriyordu. Sokağı en çok aydınlatan ışık her zaman onun bir adım önünde duran ve sadık hizmetkârı asasıydı. Sokağın etrafındaki binalar harap olmuş durumdaydılar. Her biri kullanılamaz hale gelmiş ve pencerelerine tahtalar çivilenmiş, binaların bazıları çökmüş ve çürük durumdaydı. Megan kulaklarını iyice açmış etrafındaki sesleri dinlemeye başlıyordu. Çok kısık bir şekilde şapırtı sesleri duydu. Düşmanının yönünü belirlemiş hafif ve koşar adımlarla düşmanına yönelmişti. Bir köşe döndü ve bir köşe daha. Megan düşmanını kaybettiği hissine kapıldı. Ardından kendisine doğru kırmızı bir ışının geldiğini gördü. Hızlı bir refleksle; “Protego!” diye bağırdı. Kırmızı ışın geri tepti ve binalardan birinin duvarına çarpıp duvarda küçük çaplı bir yarık bıraktı. Ölüm yiyen büyünün teptiğini görünce hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Megan da aynı şekilde koşuyor ve onu yakalamaya çalışıyordu. Bir sersemletme büyüsü gönderdi ama hedefine çarpmayınca bir etkisi olmadı. Daha derin nefes almaya başladı.
Ölüm yiyen ani bir dönüş yaparak büyük camlı ve daha çok bir atölye gibi duran bir binanın içine girdi. Megan onun kadar iyi dönememiş kapının önünde kaydı ve
“Lanet olsun!” dedi. Kendini toparlayarak binanın içine girdi. Binanın giriş bölümü oldukça genişti ve katı ayakta tutan tuğla sütunlar vardı. Sütunların bazılarının üstünde çerçeveler vardı. Bunların bazıları yamuk duruyor, bazıları ise yere düşmüştü. Camların bazıları kırık bazıları tahtalarla kapatılmıştı. Zeminde tahta parçaları ve kırık cam parçaları bulunuyordu. Bazı raflar kırılmış yere birçok kitap yığılmıştı. Yerde duran bir kitabı ayağıyla kırık duvarların önüne iterek yoluna devam etti. Etrafıyla ilgilenmeyi bırakarak düşmanını aramak için kapının karşısında bulunan gösterişsiz ve çürümüş tahta parçaları olan merdivene doğru yöneldi. Düşmanının buradan gittiğine emindi. Giriş katı boştu ve gıcırdayan merdivenlerden yukarıya doğru çıktı. "Nox."
Dikkat çekmemesi için asasının ucundaki ışığı kapamıştı. 1. Kata ulaştığında burası ilk kattan daha kötü durumdaydı. Sütunların bazıları kırılmış tavanda büyük delikler oluşmuş ve yere yığılmış kitaplar giriş katına göre daha fazlaydı. Ağır adımlarla yoluna devam ederken bir ses duydu ve ölüm yiyenin sağ tarafta yıkılmış sütunların orda olduğunu fark etti. Hemen bir sersemletme büyüsü gönderdi. Gönderdiği büyü sütunu yıktı ama ölüm yiyen oradan kaçmayı başarmıştı. "Expelliarmus !"Ölüm yiyenin gönderdiği büyü Megan’ı kolundan vurmuştu. Asası kendisinden birkaç metre öteye kırık tuğla parçalarının üstüne düşmüştü. Ölüm yiyen kırmızı bir ışın gönderdi ama Megan’ı vurmadı. Hemen asasına doğru bir hamle yaptı ama ayağa kalkarken eline cam parçalarından biri saplandı. Ölüm yiyen arkasından “Gel buraya !“ diye bağırdı.Megan asasına ulaştı ve “Petrificus Totalus !”Gönderdiği büyü istediği etkiyi göstermemişti. Ölüm yiyenin kullandığı kalkan büyüsü yüzünden büyü geri tepmiş ve Megan’ın arkasındaki ve hala ayakta duran bir rafı yıkmıştı. Bir anda kırılan vazo sesleri duyuldu ve kitap sayfaları parçalanarak yere doğru süzüle süzüle düşmeye başladılar. Ölüm yiyen pes etmeyerek büyük bir azimle Megan ’dan uzaklaşmaya ve ardı ardına büyüler göndermeye başladı.
Hızlı bir şekilde karşılık vererek büyülerin sapmasını sağlamasına rağmen Megan sendelemişti. Kendini tekrar topladıktan sonra ölüm yiyene doğru koşmaya başladı.
Bu sefer Megan düşmanını yakalamak istiyordu. Üst üste 3 tane sersemletme büyüsü gönderdi ve Ölüm yiyen bunların 2’sini zorlukla engelledi ama 3. den kaçamadı. Tam göğsünden vurularak ölüm yiyen arkasındaki duvara yapıştı. Üstüne birkaç tuğla parçası dökülmüştü ve toz içinde kalmıştı. Acı içinde inlemeye başladı. Megan kaçmamasını sağlamak için bir kilit büyüsü gönderdi ve ölüm yiyenin kol ve bacakları birbirine yapışmıştı. Bir çığlık daha atarak lanet okumaya başladı.
“Bu sefer kolay kurtulamayacaksın.” Megan havaya kırmızı bir kıvılcım göndererek yerini işaretledi ve harap olmuş binayı gezmeye başladı. Etraf toz duman içinde kalmıştı. Yerlerde kırık vazolar, çerçeveler, cam parçaları, parçalanmış kitaplar ve tahtalar vardı. Yarısı sağlam kalmış bir sütuna doğru ilerledi. Sütunda asılı ve yamuk duran bir takvim vardı. Takvim 2004 Kasımı gösteriyordu. Arkasını dönerek etrafı gezinmeye başladı. Birkaç dakika içinde birkaç seherbaz olay yerine gelmişti. Megan artık daha rahattı. Ölüm yiyeni yakalamış ve tehlikeleri atlatmıştı. Bir seherbaz kendisine doğru gelerek; “İyi misin Megan ?” dedi.Megan onaylar bir şekilde başını sallayarak; “Evet, sağ ol.” dedi. Olay yeri incelendikten sonra ölüm yiyen bir büyüyle kelepçelendi ve ardından bakanlığa doğru yol almaya başladılar.

2.

Gözlerini kapadı ve yüzüne çarpan rüzgarın tadını çıkarmaya başladı.Yaprak hışırtıları onu rahatlatıyordu.Sarı ve turuncu tonlarında olan yapraklar bir resim tablosuydu adeta.Yavaşça başını geriye yasladı.Oturduğu tahta ve eskimiş bankın kenarlarına ellerini koydu.Sert ve aşınmış bank ellerine dokunduğunda garp duygular hissetti.Sanki büyük acılar yaşamış fakat hala ayakta durmayı başaran biri gibi gelmişti.Aşınmaların her biri ayrı bir acıdan oluşmuştu.Ama o hala dimdik duruyordu.Bu düşüncelerden bir an sıyrıldı ve kendi kendine güldü.Dolgun pembemsi dudaklarının arasından beyaz inci gibi dişleri parlıyordu.Gözlerini yavaşça açtı.Önünde duran minik kuşu gördü.Gözleri siyah ve derin bakan.Tüyleri bulutlara benzeyen.Sanki gülümsüyordu ona küçük bir kız çocuğu gibiydi mız mız ama kendini sevdirmek isteyen.Megan yavaşça banktan kalktı.Dizlerini yere koyup kuşa yaklaştı.Ona dokunup dokunmamak arasında kararsızdı.Korkmasını istemiyordu.Çok yavaş bir şekilde nazik hareketlerle ellerini kuşa uzattı.Kuş büyük siyah gözleriyle onu izliyordu.Bir ara irkilip gri çekilmişti fakat Megan biraz daha yaklaşıp
”Sana bir şey yapmayacağım minik kuş.Gel buraya hayatım.” dedi ve ellerini uzattı.Kuş karasız bir şekilde küçük adımlarla Megan’a yaklaştı.Sanki Megan’ın dediklerini anlamıştı.Ve en sonunda kuş Megan’ın ellerinin arasına gelmişti.Megan kuşun canını acıtmadan ellerini kapayı kuşu kavradı.Banka geri oturdu.Kuşun siyah gözlerine bakmaya başladı.Gözleriyle bir şeyler anlatıyor gibiydi.Elleriyle yavaşça kuşun başını okşadı.O kadar minik bir başı vardıki elinde kaybolucaktı sanki.Megan yeniden gülümsedi.Aklına saat geldi.Hava kararmaya başlamıştı.Bileğindeki saatte baktı.Saat geç olmuştu artık eve gitmeliydi.Kuşu son birkez sevdikten sonra nazikçe yere bıraktı.
“Görüşürüz miniğim,kendine iyi bak.”dedikten sonra hızlı adımlarla yürümeye başladı.Özellikle yerdeki kuru,kırmızımsı yapraklara basıyor ve çıkan sesten zevk alıyordu.Parktan caddeye çıktı.Etrafta pek insan yoktu.Megan herzaman yalnız olmaktan zevk alırdı.Ailesi yüzünden hep göz önünde olmuştu.Girdiği her ortamın en popüler insanı olmuştu.Fakat yalnızlık ona paha biçilemez geliyordu.Boş sokağa girdi.Sokağın başından sokağın sonundaki büyük göz alıcı malikaneleri görünüyordu.Malikaneye yaklaşınca sokak yapısını sihirli sözler mırıldanıp açtı.Ağaçlarla dolu bahçenin içinden geçip evin kapısına ulaştı.Zili çalmak yerine kapıya birkaç kez dolgun bir ses çıkıcak şekilde tıkladı.Birkaç saniye içinde bir ev cini kapıyı açtı.Megan sahte bir şekilde gülümseyip içeri girdi.Hol tavandan mumlarla aydınlatılıyordu.Megan kimseye geldiğini belli etmeden merdivenlerden hızlıca çıkıp odasına gitti.3.Kattaki büyük odası onu rahatlatırdı.İki kişilik büyük,yastıklarla dolu yatağına kendini attı.Yere kadar uzanın camlardan dışarıyı izlemeye başladı.Manzara içine huzur doldurdu.Yatağının altına uzanıp kalın,mor desenleri olan eskiden kalma bir defter çıkardı.Yavaşça kapağını açtı.İçinde birkaç resimle kendi yazdığı şiirler vardı.İçinden bir resim çıkardı.Jack ve kendi resmi.Jack’in kahverengi gür saçları,geniş omuzları,kaslı vücudu ve soluk ela gözleri onu baştan çıkarmaya yetiyordu.Dolgun dudaklarının tadını hayatı boyunca unutamayacaktı.Yüzünde bir ıslaklık hissetti.Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.O mükemmel yeşil ve mavi karışımı gözlerinden akan yaşlar dayanılmaz duruyordu.Yatağa uzandı.Beraber geçirdikleri günleri düşünmeye başladı.Jack’in onu kollarının arasına alıp sıkıca sarılıp öpmesi.O sıcaklığı ,pürüzsüz elleri teninde hissetti.Sıcak nefesini.Yavaşça gözleri kapandı.Derin bir uykuya kendini bıraktı.

Not: İsim değişikliklerine takılmassanız sevinirim.Baska bi rp sitesinde yaptığım rpdir.2'sinin birbiriyle alakası yoktur.Fakat ikisinide %100 ben yazdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rolande Addié
5. Sınıf
Rolande Addié


RPG Puanı :
Bellatrix Diana Flame Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Bellatrix Diana Flame Right_bar_bleue

Kadın
Mesaj Sayısı : 1462
Yaş : 29
Savaş Tarafın : Chiarore Suo Guardia
Rp Partneri : Forever Sébastien! He is my love angel.
En Belirgin Özellik : Sabırlı kişilik ve oldukça sakar o.O
Asa : 21 Inch,Hipogrif Tüyü, At Kılı
Ruh Halin : Bellatrix Diana Flame 37978406tk7qx0
Kayıt tarihi : 26/06/09

Galleon
Galleon: 1000
Patronus: Seçilmedi

Bellatrix Diana Flame Empty
MesajKonu: Geri: Bellatrix Diana Flame   Bellatrix Diana Flame Icon_minitimeÇarş. Ağus. 26, 2009 6:19 pm

Keşke iki rp yazmak yerine, kurgusu daha geniş olan tek bir rp yazsaydın. Neyse ben yorumlayayım. İk rpde ki renk uyumunu beğenmedim. Daha doğrusu ikinci rpdeki uyum güzel ama am teri olsa daha iyi olurdu. Yani anlatım beyaz, konuşmalar haki yeşil olsa daha iyi olurdu. İkinci hatan ise noktalardan sonra boşluk bırakmaman. Bu okurken cidden gözümü yoruyor. Birkaç yerde imla hatalarıda var. Rpde " 3-4 " gibi rakam yazımlarını sevmiyprum. Onun yerine " Üç-dört" diye yazman daha iyi olur. Betimlemeler çoğaltılabilir. Ama yinede güzel betimlemede sorun yok.

RPG Puanınız: 78
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bellatrix Diana Flame
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bellatrix Diana Flame
» Rosie Amour Flame

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu :: Role Play Game Dışı :: Site Arşivi :: RPG Arşivi-
Buraya geçin: