Ella Hilary Bagterlayer Gryffindor Sınıf Başkanı&4. Sınıf
RPG Puanı : Mesaj Sayısı : 516 Yaş : 27 Savaş Tarafın : Tarafsız Rp Partneri : ~~ Edwyn Jeremy Marseille ~~ * I love him * En Belirgin Özellik : Yüzündeki gülümseme Asa : Asma ağacı , ejderha kalbinin en güçlü duyguları Ruh Halin : Kayıt tarihi : 02/08/09
Galleon Galleon: 10 Patronus: Seçilmedi
| Konu: Ella Hilary Moon Paz Ağus. 02, 2009 10:05 pm | |
| Ad Soyad:Ella Hilary Moon
Yaş:12
Kişisel Özellikler:Ella eğlenmeyi bilen ve asla kendini boş şeyler için üzmeyen birisidir.Küçük şeyleri fazla kafasına takmaz.Sevdiklerine çok değer verir.Gerekli anlarda dostlarına veya akrabalarına yardım eder fakat gözüde açıktır,kimsenin kulu olmaz.Gerektiğinde sakin,gerektiğinde ise deli dolu birisidir.Yüzündeki gülücüğü asla eksik olmaz.Bunun yanı sıra,sinirlendiğinde ondan korkulur.Ayrıca cesur ve maceracı bir ruha sahiptir.
Örnek Rp:Ella'nın annesi aydınlık,babası ise karanlık taraftandı.Onlarınki yasak aşktı fakat ne olmuşsa olmuştu ve evlenmişlerdi.Fakat kısa süre sonra ayrılınca Ella annesinde kalmaya başlamıştı.Zaten Ella'da bunu istiyordu çünkü hem babasından çekinirdi hemde babasıyla fazla bir görüşmeleri,konuşmaları olmamıştı.Ama şimdi annesinin bazı özel nedenleri yüzünden bir yıl babasıyla birlikte kalacaktı.Babasının yaşamına nasıl alışacağını bilmiyordu.Babasının malikânesine geldiğinde nedense çok şaşırmıştı.Bebekkende burada kalmıştı Ella ama uzun süredir burayı ve burdakileri görmüyordu,üstelik annesiyle beraber kaldığı ev çok küçüktü.Bunları düşünürken birden bahçeden ona bakan yüzler gördü.Hepside gülüyor,Ella'ya sevgi ile bakıyordu.Oysa babasının yüzünde her zamanki gibi sert bir ifade vardı.Ne yapacağını bilemediğinden,birazda şaşırdığında elinde valiziyle oracıkta kalakalmış,sadece babasına bakıyordu.En azından yüzünde ufacık bir gülümseme görebilmek için..O sırada babasının malikânesinde çalışan hizmetçilerden birisinin yanına gidip valizini aldığını bile anlayamamıştı.Sonra kendine gelmişti.Mahçup bir ifade ile ilerlemeye başladı.O sırada babası yanına gelip elini tuttu,kibarca öpmek istedi.Fakat Ella nedensiz bir şekilde titremişti.Evet,Ella kendi babasından korkmuş ve korkudan titremişti.Babası durumu anlayınca elini geri çekti ve 'Hoşgeldin kızım'dedi.Ella'da gülümsemeyle yanıt verdi babasına.Kısa bir hasret giderme diyaloglarından sonra,Ella odasına çekildi.Odası değiştirilmişti.En son bu odada 6 yaşındayken bebekleriyle oynamış,yatıp kalkmış ve annesinden masal dinlemişti.Çocuk odasıydı eskiden fakat şimdi bir genç kız odası olmuştu..Renkleri,desenleri görünce hemen yeni odasını Juliet'in yaptığını anladı.Juliet henüz Ella'nın anne ve babası yeni evlenmişken eve gelmişti.O zaman daha genç olduğundan her işi kendi yapıyordu.Aşçı,bahçıvan tutmamışlardı.Fakat gün geçtikçe Juliet yaşlanmıştı ve Ella'nın anneside Bayan Juliet'in sağlığını düşünerek ona sadece Ella ile ilgilenme işini vermişti.Ella'nın anne ve babası evde olmadığı zamanlar Ella'ya Juliet bakıyor,büyük,çok büyük bir şevkatle Ella'yı yetiştiriyordu.Ve Ella'da bebekliğinden beri Juliet'i çok severdi.Her derdini Juliet'le paylaşır,bir sorunu olursa önce Juliet'e danışırdı.Kısa süre sonra odaya Juliet girdi ve yüzünde büyük bir gülücük ile Ella'ya sarıldı. -'Hayatım,seni çok özlemişim.Kaç zamandır görüşemiyoruz,değil mi? -'Evet Juliet.Bende seni çok özledim.Odamı sen mi hazırladın? -'Evet tatlım.Senin beğeneceğini düşündüm.Neyse,öğlen yemeğinden sonra iyice konuşuruz.Şimdi aşçılara yardım etmeliyim.Sen gittikten sonra yemek yapma görevini üstlendim. -'Gidebilirsin Juliet..' Böyle kısa ama hoş bir konuşmadan sonra Ella yatağına oturdu.Müthiş bir yataktı bu..Yumuşacık ve gayet konforlu.Ella kısa süre sonra yataktan kalktı.Çünkü dikkatini birşey çekmişti.Evet,bu bir tabloydu ve odasında en göz alıcı şeydi bu..'Müthiş bir şey bu..Nasıl daha önce farketmemişim?'diye düşündü.Tabloda binbir renkten bir spiral oluşuyordu.Her renk vardı..Sanki Ella'nın odasına bir gökkuşağı koymuşlardı.Defalarca tabloyu çok beğendiğini söyledikten sorna odasındaki diğer eşyalara baktı.Öyleki odasını fazla gezememişti,gözü o anda pembe ve tüylü bir gece lambasına ilişti.Yüzünde hafif,belli olmayan bir gülücük belirdi.Çocukluğunda karanlıktan çok korktuğu için odasından gece lambası eksik olmazdı.Aslında büyüdükçe bu korku azalıyordu fakat yinede gece lambasının ışığı ona huzur veriyordu.Belkide bebeklikten beri gece lambasına alıştığı için böyleydi o..Odasını binlerce kez gezdi.Sanki binbir katlı bir şatoymuşçasına herşeye defalarca baktı.Böyle bir yaşama ,böyle odalara çocukluğundan almışmış olsada senelerce annesiyle beraber küçük bir evde kalmıştı.Annesi gururlu birisiydi,çok çabuk kırılırdı.Kimseden borç istemeden zar zor bir iş bulup öyle çalışmış,bu küçük evide anca almışlardı.Oysa annesinin kariyerinde güzel rütbeleri vardı ama bunlar nedense uçup gitmişti..Küçük bir odası vardı.Senelerce böyle bir yerde yaşayıp,sonra adeta saray olan bu eve girmek,bu odaya girmek ona garip gelmişti.Sonra tekrar yatağa uzandı ve çantasından bir kitap aldı.Kitap okumayı oldum olası severdi.Küçükkende annesinden çok masal dinlemişti.Her kitap okuyuşunda o günleri hatırlar,hüzünlü bir şekilde gülürdü..Kaç kez ben okuma biliyorum diye annesini kandırmaya çalışmış,annesinin okduğu masallardan alıntı yaparak bir hikaye oluşturmamıştı,kaç kere o serüvenleriyle çevresindeki herkesi güldürmemişti ki?Büyüdükçe kitap zevkleri değişiyordu.Artık büyücülük ve cadılık ile ilgili kitapları okuyordu..Babası ve babasının ailesi mutlaka Slyhterin'de okumasını istemişti Ella'nın.Çünkü hepside Slyhterin'den mezun olmuşlardı.Oysa annesi ve annesinin akrabaları hep Gryffindor'u istemişti.Fakat Ella'da safkanlardan ve Slyhterin'lerden hiç hoşlanmazdı.Saçma sapan,soğuk ve kötü davranışlar,düşünceler ile hayatı zorlaştırmak veya başkalarını saçma sapan sebeplerden dolayı üzmek,canını acıtmak manyakça birşeydi onun için.Aslında babası ona çok baskı yapmıştı Slyhterin konusunda fakat davranışları Gryffindor'a uyan bir kızdı.Kitap okuyacaktı güya fakat bunları düşünmeden edememiş,kendini kitaba verememişti.Tam kitabı okumaya tamamiyle başlayacakken Juliet'in sesi kulaklarında yankılandı Ella'nın. -'Haydi Ella'cığım,gel.Yemek hazır. Ella kitabını yatağın üstünde sayfaları dağılmış bir biçimde bırakarak yavaş yavaş merdivenleri indi.Salona geldiğinde güzel bir sofra gördü.Aslında sadece tost ve çay vardı ama yinede lezetli görünüyordu insanın gözüne.Ama Ella sucuklu tostu hiçmi hiç sevmezdi.Aşçılara sormaktan kendini alamadı. -'Benim ki kaşarlı,değil mi?' Bunu dediği anda aşçılardan olumlu bir cevap almıştı fakat babasının sert bakışı pekte güzel gözükmüyordu göze. -'Sen annenin yanında değişmişsin galiba..Böyle saçma sorular yönelttiğini daha önce hiç duymamıştım da..' Ella babasının ne dediğini anlamamıştı bile.Bu soruyu defalarca sormuştu Ella aşçılara.Şimdi babasının sinirleri bir sebepten bozuldu diye sinirini Ella'dan mı çıkarıyordu?Ell bu fırçadan sonra sessizce sofraya oturdu.Nedense babasının yüzüne bakmaya korkuyordu Bella artık.Sofraya tam başlayacakken kapı çaldı ve hizmetçilerden birisi kapıyı açtı..Bu da kimdi böyle?Siyah saçları beline kadar uzanan,gülümsemesinden bembeyaz dişleri görünen güzel bir kadındı.Ella malikânede bu kadını daha önce görmediğinden şaşırmıştı.Cevap arayan meraklı gözlerle Juliet'e baktı.Juliet içini çekiyordu sessizce.Ne oluyordu bu sofradaki herkese?Herkesin yüzünde saçma bir ifade vardı.Gayet mahçup bir ifade.Siyah saçlı kadın masaya doğru ilerledi ve masum bir şekilde; -'Geç kaldığım için özür dilerim.' Bu sözden sonra babası ayağa kalktı ve 'Lafı bile olmaz Maria'cığım,dedi.Demek ki kadının adı Maria'ydı ve babası bu kadınla yakından ilgileniyordu.O anda tüm düşünceler uçuverdi.Yerini bi his kapladı.Ağlamak istiyordu.Yoksa bu kadın babasının sevgilisi miydi?Yada babası..Hayır,bunu düşünmek çok zordu.Babasıyla evlenmiş olamazdı.Soru işaretleriyle yemekte hep Mariaya baktı.Gerçekten güzel bir kadındı bu Maria fakat annesinden güzel olduğu söylenemezdi.O sırada Juliet'in sesi duyuldu.Çok gecikmişlerdi öğlen yemeği için.Şimdi akşam yemeğini yiyeceklerdi.Öğlen yemeğinde akşam yemeği ha?Güzeldi..Tabağa gelen tavuk gayet iştah açıcıydı.Fakat Ella o kadar düşünceliydi ki yemek istemiyordu.Sonunda içecekleri getirmek üzere mutfağa giden Juliet'i köşeye sıkıştırıp Maria'nın babasıylaçıktığını öğrendi.Ella'nın babası,annesiyle boşandıktan bi kaç sene sonra aşık olmuştu Maria'ya..Bu Ella'yı çok sıkmıştı.Juliet ise Ella'yı fazla üzmemek için bu konuyu daha fazla derinleştirmedi ve hemen masaya gönderdi Ella'yı.Ella'nın kafası karışmıştı.Ağlamak geliyordu içinden.Annesinden sonra babası nasıl başka bir kadınla çıkabilir,sevgili olabilirdi?Ama doğru ya,artık ikiside özgürdü.Boşandıktan sonra istedikleri kişiyle ilişki yaşayabilirlerdi ama bu yinede Ellaya garip gelmiş ve onu üzmüştü.Yemeğin ortalarına doğru babasını ve Maria'yı gözetlemeye koyuldu.Birbirlerine bakarak gülüşüyorlardı.Oysa babası ve annesi herkesin içinde asla gülüşmezlerdi.Büyük ve derin bir iç çekti Maria.Daha fazla gözetleyemeyecekti müstakbel üvey annesini ve ba..Baba diyemiyordu bu olaydan sonra ona..O diye hitap edecekti öz babasına çünkü ondan nefret ediyordu artık.Sadece düşünmek istiyordu anne ve babasının eski günlerini.Bu yüzdende çatalını alıp yemeğiyle oynamaya başladı.Juliet onu defalarca dürtmüştü.Babası böyle durumlarda hemen patlayabilirdi çünkü..Sofrada yemek ile oynamak babasının hoş bulmadığı şeylerden sadece bir tanesiydi.Ella omuzlarını silkti ve devam etti düşünmeye,yemeğiyle oynamaya.Ama artık babasınında sabırları taşmış olmalıydı ki,birden gür bir sesle bağırdı Ella'ya: -'Yemeğini yemeyeceksen yeme.Yemeğinlede oynama.Hiç ama hiç hoşlanmıyorum bu tür davranışlarından hemde hiç!Sofra bir oyun alanı değildir!'Ella çok korkmuştu.Tüm düşünceler pır diye uçuvermişti.Ne biçim bir sesti o öyle.Babasına daha bir nefretle baktı ve kimseye aldırmadan çatalını masanın üzerine fırlattı.Her yeri tavuk olmuş pis çatal haliyle güzelim örtüyü batırmıştı.Babası yine bağırıyordu.'Çabuk temizle şunu.Kendi pisliğini kendi temizler insan!Ne oldu,çıldırdın yine.Sen nasıl benim kızımsın?!Naısl kızım olabiliyorsun!Aynı annene çekmişsin.Oda hep somurtup dururdu!Ella ağlamak istiyordu,gözleride yanıyordu fakat ağlayamıyordu.Nedense gözlerinden yaş gelmiyordu.Ella böyle ufacık şeyleri hiç büyütmezdi,üzülmezdi pek ama elinde değildi artık.Şimdi sadece ağlamak,düşünmek istiyordu..Eski anılarda kaybolmak..En azından rüyalarda bir zerre mutlu olmak.. | |
|
Rolande Addié 5. Sınıf
RPG Puanı : Mesaj Sayısı : 1462 Yaş : 29 Savaş Tarafın : Chiarore Suo Guardia Rp Partneri : Forever Sébastien! He is my love angel. En Belirgin Özellik : Sabırlı kişilik ve oldukça sakar o.O Asa : 21 Inch,Hipogrif Tüyü, At Kılı Ruh Halin : Kayıt tarihi : 26/06/09
Galleon Galleon: 1000 Patronus: Seçilmedi
| Konu: Geri: Ella Hilary Moon Paz Ağus. 02, 2009 11:22 pm | |
| | |
|